Thursday, June 24, 2010

23 Haziran 2010 Haliç Kongre Merkezi- Viyana Filarmoni Orkestrası & Riccardo Muti Konseri

Başlık uzun ama konser şahaneydi sevgili okuyucu..
Program şöyle idi:


Viyana Filarmoni Orkestrası
Riccardo Muti şef

Wolfgang Amadeus Mozart
Do Majör Senfoni No. 36, KV 425, "Linz"

Franz Schubert
Si minör Senfoni, No. 8, D 759, "Bitmemiş"

Piotr Ilyich Tchaikovsky
Si minör Senfoni, No. 6, Op. 74, "Pathetique"


Kongre merkezine de ilk defa gitmiş oldum, dünkü deli yağmur sayesinde şunu öğrendim, arabasız giderseniz girişten konser binasına kadar 300 metre kadar yürümek epey gıcık, çıkışta da aynı gıcıklık devam ediyordu.
Neyse geçelim performansa..20,05'de kapılar kapandı fakat daha bedbahtı klimalar az çalışıyordu bu nedenle salon epey oksijensiz kaldı, seyircimiz alkışı çok seviyor lakin fazla sevdiğimizin farkında değiliz..
Özellikle konserdeki geçişler sırasında 5-10 sn'lik bekleme sürelerinde sessizlik olmasını orkestra beklerken bizim seyirci alkış tufanına tutarken ikinci sessizlikte alkışı salondan çıkan öksürükler bastırdı ve bu konser boyunca devam etti..tam alkışa başlarken salondan topluca çıkan öksürmeler alkışı kesiverdi..ne talihsizlik bilmem anlatabildim mi..sanırım Viyana Filarmoni Orkestrası elemanları ve şef sanırım Türkler topluca verem mikrobu taşıyor diye düşünmüşlerdir.

Performansa geçemedim değil mi..Evet, Mozart performansı çok iyi, ama Schubert'in bitmemiş senfonisi muazzam'dı..Kendimden geçtim, gelelim çaykovski'ye..kelime ve sıfat seçemiyorum...38 dakika yerime mıhlandım ve konser bitiminde kendime gelemedim..
Konser bitimindeki soldaki baş kemancılardan birinin orkestra şefi ile selamlaşacağına tüm salona acıklı gözlerle dumur şeklindeki bakışını da görebildim..Adamlar muhtemelen yüzyılın en denyo ve en zavallı seyircilerine konser verdiklerinin farkına vardılar ve yüksek bir olasılıkla başka bir sefer ülkemize bu gudubet sebeplerden dolayı gelemeyecekler..

Anasını satayım bu folklor ekibi değil ki..Hele Şef Riccardo Muti'nin gidiş ve gelişlerindeki bakışlarını da farkedince üzülüyorum.Evet aşağılanma hissi değil bu sevgili okuyucu..bu berbat bir his..ikinci sınıf muamele de görmedik bu da değil ..gerçekten başka birşey bu..Akustik ve ses sistemi çok kaliteli bir salonda birinci sınıf müzik dinleyip ,müzisyenleri ikinci sınıf muameleye tutan bizdik bunu anlatmaya çalışıyorum..Umarım anlatabilmişimdir, gerçekten bunu da farkedip gördükten sonra seyircimize Zubin Mehta bile gelse nasıl muamele edeceğiz onu merak bile etmiyorum..Gördüklerim bana yeter..Bu kadar sofistike kalabalık bile buna şahit olduktan sonra biz nasıl muasır medeniyet seviyesine çıkarız onu kurcalamakta fayda var..yok abi..oraya hala çok yolumuz var üstelik daha fenası bunu öğrenmek bile istemiyoruz..öyle bir gen'e sahibiz ki olmuyor işte napalım..
Neyse sevgili okuyucu..konser hakikaten çok iyiydi..Biz de yine adam olamayacağız...Salon sanatoryum olsa bile ..ııı ıhhh

Wednesday, June 23, 2010

All the Best Cowboys Have Daddy Issues

Üzgünüm okuyucu ama başlığın yerel halini ancak burda bulabilirsin..diyorum ki..
En iyi kovboyların hepsinin baba mevzuları vardır..
Sembolik olsa bile bu, kısmen hepimizin hayatına etki etmiyor mu sanki..Hızını alamamış anne, hızını alamamış baba..
Bu empatiyle yoğrulmuş bünye bile zaman zaman isyan etti..Hayatımızı bitmek tükenmek halde hırs içinde geçirdiğimizi farz edelim sonra durulurken bir de ebeveyn olduğumuzu hayal edelim..ee şimdi bu bütün geçirmişliğimizi ebeveyn olarak çocuktan çıkartmak ne kadar doğru ? ki..kızıyla aşık atan analar, oğluyla halı sahada mücadele etmeye çalışıp onlar gibi olmaya özenen baba..gerek var mı abicim bunlara..otur kenarda oğlunla iftahar et..sevincini paylaş..yok illa bende koşarım..bok koşarsın..
Kızıyla alışveriş merkezine giderken kızından kokoş olmaya çalışan ana..daha cafcaflı olup aşırı makyajla dikkat çekmeye çalışan ve baktırmaya çalışıp, rol çalan ana..gerek var mı..bok var..
Bütün bunların derdini de biz kovboylar çekiyoruz işte..
Hırs yalan bişi..Empati ise daha da boktan bişi..

Tuesday, June 22, 2010

Türkçe mi dediniz?

xxxxx EMLAK tan
GÖZTEPE İSTASYON CADDESİ ÜZERİNDE YERİ KONUMU ÇOK İYİ İÇERİSİ MİMAR TARAFINDAN DEKORİZE EDİLMİŞ TEMİZLİK YAPIP OTURABİLCEĞİNİZ SÜPER LÜKS...

Allah sizi bildiği gibi yapsın

Bunu da gördüm

"Bu sıcaklarda kola,gazoz gibi meşrubatları elbetteki islâmi hassasiyetlerimizden dolayı tüketemiyoruz .Fakat ister istemez ferahlamak için soğuk içecekler arıyoruz…"

Arkadaş senin o büyük hassasiyetinle tüketmediğin ürününü buradaki tesislerinde kaç aile ekmek yiyor?
Buldun mu onlara yeni iş?
düzenlerini bozmamayı, çocuklarını mutsuz etmemeyi becerebilecek misin?

O islami hassasiyetin nerde hocam patır patır şehitler giderken?
yemişim hassasiyetinizi, iki yüzlüler ordusu

Neredeler acaba?

Gazze'yi özgür bırakan aktivistleri diyorum canım
Burnumuzun dibi için çıt yok
Mesela:




Monday, June 21, 2010

Yemeğin lezzetini kim verir ?

Oldum olası yemek yerken tadsız tuzsuz yememeğe dikkat etmişimdir, en kaçtığım şey şu suni tatlar ama onlarda ısrarla hayatımıza eşeden köşeden bulaşıyorlar..Çok da tırsıyorum meretlerden..3 dakikada makarna mesela..ulan 3 dakika'da yapacağıma 10 dakika bekler kralını yerim..nedir ki..1 dakika'da hazır çorba..senden de tırsıyorum ..X dakikada ultra süper sonik hızlı her türlü gıda beni tırstırıyor..içindeki bilinmez kimyasal katkı maddeleri yüzünden...

İlhan Selçuk


O da gitti.
Kim kaldı geriye?