Friday, November 4, 2011

isimsiz (untitled) 12 ISTANBUL BIENALI - Antrepo 5

Bienalin açılışından sonra pek de katılım sağlayamadım.Dün başka bir event için antrepo'ya gitmişken Bienali'de şöyle bir gezeyim dedim. Dürüstçe konuşmak gerekirse çok da ahım şahım iş göremedim ama bu demek değildir ki Bienal'i gezmeyin. Vasat asla değil ama çok da enteresan işler bulamadım açıkcası..
Baktım işler beni sarmıyor kendi otoportremi yarattım ;)

 Mona Hatoum'un işleri iyiydi..

Bu 4 metreye 2 metrelik bir iş..

Bu paraları beğendim
bu işleri de beğendim, 6 parçadan oluşuyordu..
Bu kocaman bir işti..
Netice itibariyla bende fotoğraf çekip isimsiz-untitled olarak yayımlıyorum. Beğeniler subjektif olup yorumlar beni bağlar..


Thursday, November 3, 2011

aidiyet

kimi kahvesiz, kimi sigarasız, kimi bilmemne tişörtü olmadan yaşayamaz ya
benim kendimi bir yere, bir şeye ait olmak hoşuma gider
uzuncadır, yok aidiyetim sanıyordum
hayatım boyunca nadir hissettim ait olmayı

bu gece fark ettim ki, muhtemelen ben ait olma hissini bilmiyorum
bir kaç haftadır, çokça değişken ama aslında rutin geçen zaman fark ettirdi bu hissi

keşfettim ve bir işe mi yaradı? yoooo
mutlu hissettim ama
bir de güvende
tüm ince ip oyunlarına rağmen, güven

susan miller ablayı okumaktan mı, yoksa sevildiğimi çokça insanın hissettirmesi mi, yoksa bir sorundan komple kurtulmak mı bilmiyorum, ama güven-heyecan-huzur-yenilik-rutin böyle tuhaf bir hal
sevdim ama bu hali

bir şeyler değişti sanki

Wednesday, November 2, 2011

Bi pet shop boys vardı



artık yok
ah be abim, tamam tepe açılmış ama o saçları öne getirmek nedir...
ahhhh ahhhhh
...
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
yorulmuşsundur,
nasıl etsem de yıkasam ayacıklarını...
ne gül suyum ne gümüş leğenim var...
susamışsındır
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır
sana beyaz keten keten örtülü sofralar kuramam
memleket gibi esir ve yoksuldur odam
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin
ayağını bastın odama,
kırk yıllık beton çayır çimen şimdi
güldün,
güller açtı penceremin demirlerinde
ağladın
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin,
hürriyet gibi aydınlık oldu odam
hoşgeldin kadınım benim, hoşgeldin

akşam içkiye meze olan sohbet, kadın erkek ilişkilerini bendeniz üzerinden incelemekti bir yerde
benim korkutuculuk ve kaçırıcıklarımı bulmaya çalıştık
bir yerlere kadar gelsek bile, esas sebep hala soru işareti benim için

taşların yerine oturma dönemi, benimse sessizce fırtınanın dinip, görüşümün açılmasını beklediğim dönem. Değişiklik olarak, olaylara yön vermeye debelenmeyip, kendiliğinden gelişmesini bekliyorum. Koşulları yaratmak yerine, oluşan koşullara nasıl uyum sağlayacağıma bakıyorum.

gülmeyi bekliyorum... doya doya, korkmadan, düşünmeden

Çarşamba

uyuşturucu sonrası yoksunluk krizi, haleti ruhiyemi net açıklayacak şey

kafam toplanmıyor, 10 dakikada bitirdiğim işleri saatlerce yapamıyorum
daraldım, sıkıldım
hadi tatil gelsin yine

gazete okumak ayrı işkence, her haber sonrası bir küfür sallıyorum en adanalısından

neyse daha akşam olacak... belki kayda değer bir şey olur