%90 tekstil üreticilerinin ben ta a.k.
bitti, dağılabilirsiniz
Bir gün,bir ay,bir yıl, yada ne vakitte olursa olsun,toplandık,toplaştık, geldik, gittik, yazdık,yazdırdık,baktık, yedik,yedik,yedik,şiştik,kocaman olduk, düşündük,geldik,yazdık,gittik,geldik,gittik...
Tuesday, February 22, 2011
Sunday, February 20, 2011
Haftada bir gün olsun durmak gerek
Bir gün olsun durmak ve şarj etmek gerek bünyeyi.
Bazen izin vermiyor hayat. Mesela bugün.
Markete gitmek gerek, yemek hazırlamak gerek, çamaşırları yıkayıp kurutmak gerek, önümüzdeki hafta için gerekli işleri yapmak gerek, hala devam den üretim sorunları için üreticilerle konuşmak gerek.
İçimden geçen tam Evrim'in yazdığı gibi susmak. Hatta hareketsiz kalmak. Dışarıdan yiyecek bir şeyler sipariş edip, yataktan çıkmadan yemek ve televizyona bakmak.
söylene söylene yapmam gerekeni yapıyorum. Sadece markete gitme fikri kabus. Evden dışarı adım atma isteği: sıfır!
Yarın sabah tüm koşturmaca başlıyor tekrar. ama bu sefer spordan fedakarlık yok, aklımı salim tutmak istiyorsam buna mecburum, zira rahatlayabileceğim başka bir şey kalmadı.
bir seneyi geçti geri sayım başlayalı. Ne çabuk geçiyor zaman. Ne güzel uyum sağlıyoruz her şeye. Tek bir soru var ama aklımda hep: değdi mi? tüm bunlara değiyor mu? Daha mı güzel her şey? Gelecek daha mı parlak artık? Daha mı mutlu herkes?
bir soru sormanın kötü tarafı bu işte. Her soru bir sonrakine açılan kapı.
Ben en iyisi getirdiklerimden bir tane seçip risotto yapayım. biraz karbonhidrat serotonin salgılatır nasıl olsa.
Bazen izin vermiyor hayat. Mesela bugün.
Markete gitmek gerek, yemek hazırlamak gerek, çamaşırları yıkayıp kurutmak gerek, önümüzdeki hafta için gerekli işleri yapmak gerek, hala devam den üretim sorunları için üreticilerle konuşmak gerek.
İçimden geçen tam Evrim'in yazdığı gibi susmak. Hatta hareketsiz kalmak. Dışarıdan yiyecek bir şeyler sipariş edip, yataktan çıkmadan yemek ve televizyona bakmak.
söylene söylene yapmam gerekeni yapıyorum. Sadece markete gitme fikri kabus. Evden dışarı adım atma isteği: sıfır!
Yarın sabah tüm koşturmaca başlıyor tekrar. ama bu sefer spordan fedakarlık yok, aklımı salim tutmak istiyorsam buna mecburum, zira rahatlayabileceğim başka bir şey kalmadı.
bir seneyi geçti geri sayım başlayalı. Ne çabuk geçiyor zaman. Ne güzel uyum sağlıyoruz her şeye. Tek bir soru var ama aklımda hep: değdi mi? tüm bunlara değiyor mu? Daha mı güzel her şey? Gelecek daha mı parlak artık? Daha mı mutlu herkes?
bir soru sormanın kötü tarafı bu işte. Her soru bir sonrakine açılan kapı.
Ben en iyisi getirdiklerimden bir tane seçip risotto yapayım. biraz karbonhidrat serotonin salgılatır nasıl olsa.
Subscribe to:
Posts (Atom)