Sunday, July 17, 2011

Aynada değilsin artık, ey kadın!

Zaman vardır, başlangıç ile şimdi arasına çekmek istediğin her çizgi için, gidiş-geliş 6'şar şeritten dümdüz ve kilometrelerce otoban inşa eder 3 kişi arasına... Toplam 12 şeridin hangisinde ve ne yönde olduğuna bir türlü karar veremediğin, kimin önde ve kimin arkada olduğunu bilmediğin bir şekilde, ilerlersin. Önünde akan yol, göz hizandadır. Ardında kalan yol ise hepi topu 3 dikiz aynasında gizlidir. Birine baktığında kendini de görebilirsin ucundan köşesinden... Kalan iki tanesi seni göstermez. Çünkü aracının dışındadır. Dışında kalan aynada, kendini göremezsin.

Dışında kalan iki ayna, dışında kalanları görmen, izlemen ve gelişlerini anlaman içindir. Eğer aynanda belirirlerse ve öncesinde önünde kalan yolda görmediysen, sana yaklaşıyorlar demektir. İşte o an, hızı kesmek için iyi bir andır. Beklersin, gelirler ve "yolun kalanında birlikte sürelim mi?" derler... Gülümser ve gaza basarsın. Artık yanındadırlar.

Ya da onları gördüğün an, vitesi düşürüp devri yükselterek, motorun gücünü 5.000 devre zorlar, ardından bir üst vitese geçip gazı köklersin. yetişmesinler istersin. Gideceğin vardır ve yanında yörende başka sürücü istemezsin. Yol senindir. Sana aittir.

Eğer bunu yaparsan ve ardındakilerle arayı çok hızlı açtığını farkedersen; bilmelisindir ki ardından gelenler anlamıştır seni. gazı kesmişler, yavaşlamışlar ve gitmene izin vermişlerdir. "İlerde bir mola yerinde nasıl olsa görüşürüz" demişlerdir. Ancak asla "Lan yeter artık, siktir git nereye gideceksen. Bana mı düştü tasası?" dememişlerdir. Zira böyle diyecek olsalardı, o otobana hiç çıkmazlardı.

Ama eğer önlerindeki sonsuz sayıda mola yerlerinden birinde bile durup soluklanmazsan, beklemezsen ardındakileri ve bir yorgunluk çayını birlikte yudumlamazsan; o zaman ardından gelenler senin kaçışından başka bir anlam yükleyemez hale gelirler o yola... Bir süre sonra, uğradıkları bir mola yerinde konaklamaya, oraya yerleşmeye ve dönüşte uğrayacağını ummaya başlarlar. Ama akıllarından asla "son çıkıştan çıkıp, otobanı terketmek" geçmez yine de... Beklerler, dönüşünü!

Mola yerindeyim dost kadın... Benden bir ya da iki ilerde (ya da geride) yer alan mola yerinde de bir başka dost adam var. Açtık biralarımızı, güneşin doğuşunu izliyoruz; otomobillerimizin kaputlarının üzerine uzanmış, sırtımızı ön cama dayamış bir biçimde... Aynalara bakmıyoruz artık. Biliyoruz ki dost kadın, aynanın bakış açısında değil. Biliyoruz ki önümüzde bir yerde...

Gidişine izin verdik, belki döner diye!