Saturday, May 19, 2012

pişmanım


gençlik?

dün sabah Brindisi'de bir okulun önünde bomba patladı
5 yaralıdan bu sabah itibari ile 2si öldü
ölenler 2 genç kız
yaklaşık 16 yaşındalardı

Bu hafta İtalya'da mafyaya karşı savaşlarını sürdürürken yaklaşık 20 yıl önce öldürülen iki savcının ölüm yıl dönümü sebebi ile gösteriler yapılacaktı.  Bölgenin belalısı Sacra Corona şovların en büyüğünü yaptı.
Sahne çaldı.

Ne orada ne burada gençlerin değeri kalmadı, sadece harcanabilir, üzerinden prim yapılabilir
bütün dünya mı benden sonrası tufan diyor?

çocuklara seksi anlatmak



kutlu olsun


Atamızın hitabıyla...
"...memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde..."
olanlar için yine bir şey ifade etmiyor.  Özgürlüğü, gençliği, konuşmayı, sanatı, her şeyi unutturmaya çalışıyorlar.  Seneye özgürce kutlayabilmek, şüpheye düşmeden, umutla geleceğe bakabilmek ümidi ile.

günün en mutlu adamı

zuckerberg'den sonra günün en mutlu adamlarından biri de David Choe abimiz, kendisine kısaca grafitici diyoruz.
Neden derseniz, abi Facebook merkeze resimler yapmış, para almak yerine de hisse almış zuckerberg'den.
eh an itibarı ile, epey tatlı bir paranın sahibi
neler yapmış derseniz, pls visit http://davidchoe.com/

David abi jay-z ye de işler yapmış, zuki'nin evine işler yapmış, obamaya hediyeler yapmış vs vs
yürü ya kul denmiş kendisine kısaca
deniz kum bende para derseniz, abiye ayakkabı bile tasarlatırsınız

gözümüz yok, güle güle harcasın

bazen

seçimler hatalı olur
elimizde patlar

can sıkar
pişman eder

bu da anı der geçerim

Thursday, May 17, 2012

Olympos / Tahtalı Teleferik - Antalya

Mart sonu çok sevdiğim bir arkadaşımın teklifini kaçırmayıp Antalya'ya gitmeye karar verdim.Bu gidişimde Onur Air'le gittim ve döndüm, Onur Air'in dergisini incelerken orada bir ilan dikkatimi çekti..Avrupa'nın ikinci sanırım en yüksek teleferiği bizdeymiş.Tahtalı Teleferiği! Meğer arkadaşımda buraya gidelim diyecekmiş :)
Tahtalı mevkii, Kemer'den yaklaşık 25-30 km mesafede, Base noktası denen teleferiğin kalkış noktası yol girişinden sonra yaklaşık 8 km içerde, bu içerideki noktaya giderken de 750 metreye çıkıyorsunuz, Teleferik 750 Metre'den 2400 metreye dağın tepesine çıkartıyor..Nefes Kesici !
Dağın tepesine giderken dağın gerçekten tepesine çıkacağınızı düşünemiyorsunuz, ben tam idrak edemedim..Bildiğiniz tam tamına şu yukarıda görünen karlı tepe!!!
Base'den görünen teleferik ufakmış gibi görünüyor fakat teleferik 80 kişilik ve inanılmaz profesyonel şekilde işletiliyor, yer istasyonundan tepedeki ana bina'ya kadar herşey ince ayrıntısına kadar düşünülmüş..Ana bina ve inşaat tam 4 yıl sürmüş, bizim gittiğimiz dönemde kişibaşı ücret 30 TL idi,yaz tarifesi için 50 TL duydum biraz çok gibi gelebilir ama inanın her lirasına değecek bir deneyim...
Çıkış yaklaşık 15 dakika sürüyor, 4 tane ana direk üzerinden geçiyorsunuz, her atlama noktasında teleferik ufak sallanıyor ama o heyecan değişilmez. (inerken daha fena) Manzara şaka gibi..
Çıktıkça çıkıyorsunuz, bence ilkbahar'da çıkmakla iyi iş yapmışız zira yukarsı karlarla örtülü, sıkı sıkı giyindik zira Antalya 20 derece iken tepelerde 5 derece sıcaklık vardı..
Buraya çıkarken hiç anlamıyorsunuz ama 2400 metre hakikaten çok yüksek..
Sahiller küçücük kalıyor...
Ana Bina 3 katlı, Giriş katında güzel bir mini bar ve hediyelik eşya dükkanı mevcut, ikinci katta güzel bir (uygun fiyatlı şaşırtıcı şekilde) restoran var..üçüncü katta bir restoran daha vardı ama o özel okazyonlarda açılıyor anladığım kadarıyla..Bir de üst katta gözlem terası var..teras dediğime bakmayın, gidince göreceksiniz minik bir halı saha kadar bir teras..çift kale maç yaparsın..


Gözlem terasından gelen kalabalıkları bu şekilde görüyoruz..Karlar olunca izlemesi çok keyifli ve matrak..arka taraf Kumluca..Türkiye'nin domates deposuymuş..
Bu yukarıda gördüğünüz kare'ye dikkatlice bakın, solda beyazlık gibi duran ince çizgi Antalya ve sahili..2400 metreden böyle :)
Sol aşağısı Kemer sahili biraz geçince..
Terasın arkasında Toroslar böyle sıra sıra görünüyor..O an kendimi tüm dağlara çıkmış gibi hissettim..Biraz da ilahi bir hissiyat geliyor..Gelmiyor desem sizi kandırırım :)
Düşünsene bulutla aynı hizadasın..göz hizanda bulutlar..bulutun sağ tarafı Kumluca..

Karelerce fotoğraf çekip bu kadarını vermek haksızlık ama bana da acıyın..
Açıkta Sosis ve Sucuk ızgara var..Ben gittiğimde kapalıydı ama yakışırrrr...

Gayet eğlendiğimi söyleyebilirim, ee bu manzaraya bir bira iyi gider diye düşündüm...
Dağın tepesinde hakikaten çok iyi gidiyor..Cep telefonu çekiyor korkmanıza gerek yok..İniş yine 15 dakika ama daha heyecanlı..Antalya Kemer tarafına yolunuz düşerse Olympos / Tahtalı Teleferik yılın 12 ayı hizmet veriyor..

girdiği yeri .ikip atan

ha işte
bunlar var oldukça ben sigara filan bırakamam
buraya kadarmış

girdiği yeri güzelleştiren






sanki ev olması için mekanın yaz gelince şart bir yerlerden çıkmaları...

pfffff

öğlen 1den akşam 11e kadar hiperaktif bir bünyeye iş yaptırabilmiş birinin, sabah sakin olması beklenemez
patronu sakin ol dediğinde, ama önce siz normalleşin canım diyen seden'dir
söylediklerinden ötürü yargılanmamalıdır
patron kaçıp gitmiştir ofisten
olsun, döner, para var burada, kokusunu alır
nasıl olsa yine biz koklayamayacağız :(

en sevdiğim sahne


kadına karmaşık derler ya, yalandır aslında, çoğu zaman nettir
kafasında kadını komplike ve çözülemez yere koyan erkek, her daim 3 yaşa dönmeye mahkumdur

Tuesday, May 15, 2012

Ayvalık'ta nereye gidelim 1- Sevim & Necdet Kent Kitaplığı (Rahmi Koç Müzesi)

Sevgili Okuyucu, Sevgili Web Gezgini...Ayvalık aslında aramayı bilen için gayet ehven sebepler yaratabilecek kadar güzel ve keyifli bir şehir..
Rahmi Koç'un katkılarıyla restorasyonu yapılan eski yeldeğirmeni ve şapel'den oluşan Sevim ve Necdet Kent kitaplığı da bunlardan birisi açıkcası..
İçinde ufacık bir cafe'si ve yine minik bir kitaplığı mevcut.
Dekorasyon inanılmaz, tüm malzemelerin orada olması şahaser..Şapel'in onarılması ve uygun hale getirilmesine diyecek lafım yok..gerçekten uzun vakit çalışıldığı belli.
Özellikle Biberiye fidelerine bittim çünkü inanılmaz kokuyorlar (bkz: rosemary)
Bu kısım girişe ait..
Eski adı Agios Yannis Kilisesi olarak geçen yer...
Ana girişin solundan giriyoruz.
sağlı sollu ufak merdivenlerden yukarı çıkabiliriz.
Adam boyu biberiyeler şaka gibi gerçekten..Üstelik kitaplığın dört bir yanına dikmişler.
Burası kitaplığın içi, kitaplar için masa üzerinde detaylı bir fihrist var, kitapların durumu gayet iyi..Mobilya işçilikleri inanılmaz.
Sevim ve Necdet Kent çifti ise Sevim Hanım Sezai Madra'nın kızı..1950 yılında Necdet bey ile evlenip New York'a yerleşmiş ama ayvalık sevgileri devam etmiş..Coca Cola CEO'su Muhtar Kent ise Necdet ve Sevim hanımın oğulları..Hayat ne garip..
Kitaplık/Kilise'nin camlarındaki vitray işçiliği göz dolduruyor..Hele içeri güneş girdiğinde renk cümbüşü inanılmazdı..
 
Kitaplığın diğer tarafı da bu şekilde, gerçekten çok ufak ama bir o kadar da sevimli...

Kitaplık dışında ufak bir çalışma odası var kitaplık çalışanları için ..Bu duvar onların odasına çıkan arada..Cam bölme içerisinde minik objeler teşhir ediliyor.
Yel değirmeni de güzel restore edilmiş, işlemiyor ama göz dolduruyor.
Cunda manzarası da bu şekilde..En tepeden böyle manzara var..

Kitaplığın arkası...



Müze her gün 09:30-18:00 arası ziyaretçilere ücretsiz olarak açık..Nostaljik Cafe'de de fiyatlar uygun, üstelik o manzara'ya bakıp kim kahve içmek istemez ki ?

999

tam 999. yazı bu
benim adıma araya 3 aşk sıkıştı ilk günden beri
çok sıkıntılı anlara derman oldu
çok neşeli anlara paylaşma yeri oldu
kavgaya sebep oldu
pek çok şey oldu
çok merci elixir bey


1000 için sahneyi elixir beye bırakmalı
onu duymalı

bir kahve falının hikayesi

efenim ofisimizde pek hanım bir kızımız var, bendenize baktığı fallarda pek isabetlidir
bugün içimden geldi, gel evladım bak bana aşklı maşklı bir fal didim
demez olaydım
işler taşıyor faldan
kızcağızım fala bakarken order maili geldi, o radde
yollar çıkıyor bol bol
ama aşk meşk yok
tam huleyn derken, o tabağın dibinde saklanmış bir zayıf adam tespit edildi
beni melek edecekmiş, didim bak şeytanda melek, yok yok dedi, tam kuzu edecek seni
bekleyip göreceğiz
zayıf adam sevmem ya, artık bulduğumuza şükür dönemi galiba

Bazı

adamlar baba olsunlar, evet olsunlar
pek yakışıyor
tamam dede olma yaşı gelmiş olabilir, ama çok tatlı

Monday, May 14, 2012

Ayvalık / Cunda adası sakinleri

Ayvalık / Cunda tarih 11 Mayıs 2012, saat 09:30...Sabah mahmurluğu, acıkmak, kahve, çay,kahvaltı ve kedilerden oluşan kokteyl..Afiyet olsun ;)