Wednesday, September 12, 2012

Oldest unsolving problem, what he said, what she said...

I remember those days, while i was a kid , how  untolerable and irresistible kid i was..I was stubborn and doing things that i should not to allow..(shit i am still the same)

Those days were way over..Today is something different ..The idea is different, people are different, interaction are different..but there is only one shit is the same..

What i said..What she said..

This is not a trouble hence not a problem to struggle with. But people can't always realize the picture what they are actually looking.

Opinions and ideas may encounter somehow but when people are joking it's often to put third partys in it to make more laugh..This is not a coincidence afterall ..or just a coincidence ?
Or should we be more objective that this is an actual joke ?
Jokes make people laugh ? But some jokes don't..

What i said..what she said...

Surely i am not a kind of man who don't like jokes, i actually like it but...but when i listened a joke, actually if i am in this subject of the joke, i may be would like to be a part of it or not..
But it depends involving the third party playing in it..

Sometimes when you listened to jokes, you don't want to feel the disturbance of third parties actually listens jokes about you..it is your life c'mon ..jokes has to be tolerated somehow..but some jokes hurts..

Of course it's not the greatest humiliation but why involving third parties ?
What i said..what she said..


Hard times, harsh times...

Monday, September 10, 2012

sıkıcı? istikrarlı?

geçenlerde bir şeye şahit oldum ve dedim ki kendime: hep aynı, hiç değişmiyor

istikrarlı insanları severim sevmesine de, gönül ilişkilerinde hep aynı seyri kafam almaz.  hayatımıza her giren aşk, birbirini kopyası olmasa gerek.  evet bazı temel birlikler mutlaka vardır ama, değişik yönleri de vardır, olmalıdır sanki.

bende ortak payda genelde boy.  hiç biri kısa değildi.
ama biri evcimendi, diğeri düzenli, bir öteki fazla rasyonel, bir diğeri aşk adamı.
dolayısı ile hiç biri ile olan ilişkim diğerini kopyalamadı.
ve dolayısı ile hangisine sorsanız, muhtemel bir kaç ortak özellik sayarlar, ama hepsi aynı kadını yaşamadı.
biri daha naif yonume rastladı, diğeri hardcore.  kimi için kavgacı şıllıktım muhtemel, diğerine vur enseye al lokmayı.
ve dolayısı ile biri ile yaptıklarımı diğeri ile yapmadım.  kimisi ile çok opusmekten keyif aldım, kimi ile sadece el ele oturmaktan. opusmeyi severim diye hepsi ile aynı opusmeleri yasamadım, içimden gelmedi en başta.

ayrıldıktan sonra, kendi ilişkimizin kopyasını yaşadığını düşünmek önce bir kahkaha krizine sürükledi, ardından düşüncelere.  hangimizin ki doğru? kafada bir ilişkide olmalılar listesi yaratıp ona bağlı kalmak mı, yoksa içinden geldiği gibi yaşamak mı?

mr. B ile olan zamanlarda daha sakin sevişmelerim vardı, daha bir aşk adamı oldugu için, o romatizm halini devamlı yaşadığı için ister istemez sakinleşme geldi.  mr. K ile per hard core başlamış olsak ta tanıdıkça gördüğüm naif, kırılgan, temiz hali beni şirret ev kadınına çevirdi :) Aralarında en uzun süreli olan mr BA ile mesela belli saatlerde opusup koklasan, belli saatlerde uçurumların kenarlarında dolaşan halim var, dengesizliklerle besleniyoruz, ama arka planda evin korunaklı haline vurgunuz.

biri ile yağmur altı opusmeleri başımı dondurdu diye, hepsi ile aynı opusmeyi yaşamayı hayal etmedim.  Edemem, o zaman ben elimdeki ilişkiyi yaşayamam ki.  Ben karşımdakini elimdeki resme oturtmaya çalışırım.  sonucu da yürümeyen ilişkiler silsilesi olur.

her ilişki farklı bir yoğurmayı hak etmez mi? Makarna hamuru ile borek açılır mı? Poğaça hamurundan pişi olur mu? koydugumuz malzemeler her seferinde aynı değil ki! köy yumurtası kullandığımda, otomatik unu arttırmak gerekecek, daha fazla sıvı demek hamurda. ya da ne bileyim, elimde 2 kaşık tuz varsa ve karşıdakinin yüksek tansiyonu varsa hepsini kullanamam ki.

bu yüzden ben buyum, yerse diyen insan tipini anlamamam.  ilişki için kıvraklık lazım, bazen bonkor olup, bazen cimrileşmek lazım.  yoğrulabilmek lazım, değişmeyi kabul edebilmek lazım.
kişilikte istikrarlı olmak adına, kalıplara saplanmak bana göre değil.  oynayabilmeliyim ben, değişme özgürlüğüm olmalı.  İleri gitmek faydalıdır, yararlıdır ama bazen eksilmekte güzeldir be yahu.


Sunday, September 9, 2012

Baski


Sanki tonlarca agirlik uzerimdr
Kahve, cay, kola, simdiden 2 litreye yakin su... Ancak tuvalete gidecek kadar kipirdayabiliyorum. Muzik rahatsiz ediyor, televizyon azap, sigara bile keyifsiz
Zamani olsa pms e cuk oturacak
O da degil
Cikip yol yapayim biraz dedim, direksiyondan geri dondum
Biraz dergilere bakayim dedim, her sey tanidik geldi. Azicik yuzmeye bile mecal kalmamis.  o da zor geldi.
Simdilik coktum koltuga ve kabul ettim baskinin ustunlugunu, sikilip gidecektir diye umarak