Saturday, February 5, 2011

Que Tal


Efenim dün akşam uruk bey eksiği ile imkansızı başarıp dışarı çıkabildik.
Genelde gazeteden okuyup gaza gelişim pek yoktur mekan seçimlerinde ama tapas konusu ince konu. Pek severim içeyim, mini mini yemelikler gelsin gitsin, lezzet yeridne olsun, servis alırken 2 kelamda edebileyim.

İsteklerimin çoğunu doyuran bir mekan gerçekten.
2 cici hanımın işletmeciliğinde, ve mekandaki woman touch ziyadesi ile belli. Alkol yasakları kapsamında manasız uygulamaları maruz kalıp, fazla tetikte olsalar da haklı olarak, kendi adıma keyifli bir gece yaşadım. Listeden epey bir şey tadıp, 2 sangria, 3 bira, 1 kolaya 78 lira verdik ki, sırf yediklerimizin adedini düşününce helali hoş olsun diyerek ayrıldık mekandan.
Gittiğimiz gecenin şansı mıdır, yoksa özel bir durum mudur bilmem ama kel erkek fetişi olanlar için ideal mekan. Orada olduğumuz sürece her masada minimum 1 kel mevcuttu :)
Sangrialarını özellikle tavsiye etmelerine rağmen çok başarılı bulduğumu söyleyemem. Tabii buna sigarasız içki zorunluluğu, sangiranın benim için sadece yaz içkisi oluşu da etki etmiş olabilir lakin, sangria kulandığınız şarap kadar güzel olacaktır her zaman :)
Bir de acilen bira bardağı edinmeleri lazım, zira meyve suyu bardağında bira lise yıllarında hoş olabilir ama 40 yaş ve üzeri fazlasını arıyor. Sahibelerin bira satışından uzak durmak istemelerini anlıyor, takdir ediyor ve saygı duyuyor olmama karşın, en azından uygun bardak bulunmalı.
Kendi adıma uzun dönem kapanmamasını umduğum bir mekanı buldum, masa azlığını göz önüne alarak gitmeden rezervasyon yaparsanız bizim gibi barda tünemezsiniz. Ben yerimizden sond erece memnundum gerçi, hele ki yanımda uyuklayan hanımefendi kedicik ile girdiğim muhabbet tadımı tavana taşıdı.
Bence gidiniz...Huzurlu, sohbetli geceler, iş çıkışları için ideal gözüktü gözüme

Que Tal

Efenim dün akşam uruk bey eksiği ile imkansızı başarıp dışarı çıkabildik.
Genelde gazeteden okuyup gaza gelişim pek yoktur mekan seçimlerinde ama tapas konusu ince konu. Pek severim içeyim, mini mini yemelikler gelsin gitsin, lezzet yeridne olsun, servis alırken 2 kelamda edebileyim.

İsteklerimin çoğunu doyuran bir mekan gerçekten.
2 cici hanımın işletmeciliğinde, ve mekandaki woman touch ziyadesi ile belli. Alkol yasakları kapsamında manasız uygulamaları maruz kalıp, fazla tetikte olsalar da haklı olarak, kendi adıma keyifli bir gece yaşadım. Listeden epey bir şey tadıp, 2 sangria, 3 bira, 1 kolaya 78 lira verdik ki, sırf yediklerimizin adedini düşününce helali hoş olsun diyerek ayrıldık mekandan.
Gittiğimiz gecenin şansı mıdır, yoksa özel bir durum mudur bilmem ama kel erkek fetişi olanlar için ideal mekan. Orada olduğumuz sürece her masada minimum 1 kel mevcuttu :)
Sangrialarını özellikle tavsiye etmelerine rağmen çok başarılı bulduğumu söyleyemem. Tabii buna sigarasız içki zorunluluğu, sangiranın benim için sadece yaz içkisi oluşu da etki etmiş olabilir lakin, sangria kulandığınız şarap kadar güzel olacaktır her zaman :)
Bir de acilen bira bardağı edinmeleri lazım, zira meyve suyu bardağında bira lise yıllarında hoş olabilir ama 40 yaş ve üzeri fazlasını arıyor. Sahibelerin bira satışından uzak durmak istemelerini anlıyor, takdir ediyor ve saygı duyuyor olmama karşın, en azından uygun bardak bulunmalı.

Monday, January 31, 2011

Dedikodu

bildiğiniz kadın dedikodusu yapacağım (bayan dedikodusu değil kadın dedikodusu, peki neden? çünkü dedikodu yapanın cinsiyetini belirtiyorum, Bayan Z'nin ya da Z hanımın dedikodusunu da yapabilirdim, ama burada durum genel)

Blogları okuyorum, bir blogda dağınıklık vs üzerine bir post var, hanımlarda ya allah en dağınık benim yarışında :) Manyakça titizlik nasıl marifet değilse, manyakça dağınıklıkta marifet değil bana göre.
En ilgimi çeken commentler ben tencereleri çalkalamadan koyarım konusundaki bildiğiniz idrar yarışı oldu. Makine var iken neden sudan geçirmek lazımmış.

Akıl fikir versin yukarıdaki hepsine, eh arada biraz okuyup neden çalkalamak gerektiğini öğrenseler fena olmaz sanki.

Yan dairedeki ağlayan bebeğe içim parçalanıyor ama, bir yandan da susturun huleynnn artık çığlıkları atasım var. Garipler yatak odalarına ses gitmesin diye salona getirmişler çocuğu ama bu gece benim salonda yatasım geldiğini ne bilsinler, değil mi efendim? allah sanırım çocuğu kesiyorlar, zira feci bir çığlık yükseldi

Sunday, January 30, 2011

durup dururken

durup dururken geçti akıldan
yaz gecesi, esmiyor, ya 15 yaşındayım ya 16
Zeki abiler florya'da ki eve yeni taşınmışlar
daha hayatımda üzücü, can sıkıcı, kendimi yenik hissettirici hiçbir şey olmamış
mutlu çocuğum hala

annemlerde gelecekler, birlikte yemek yiyeceğiz
yemekte ne var ne yok, o gece neler olmuştu hatırlamıyorum
aklımda kalan Zeki abi mantarları temizlerken benim peynirleri kestiğim
ve portakal sıktığım
çünkü o gecenin ilk ikramı campari-portakal olacaktı

sonrasında defalarca içsem de, o ilk içtiğim gecenin tadı hep ağzımda
şanslı idim bir çocuk olarak, her şeyi evimde öğrendim; dolayısı ile dışarıda hiç bir şeye şaşırmadım.

bu gece yakışırdı bir kadeh, ama şansa bak portakal yok.
bu aralar hep böyle zaten, her şey var, ama hep bir şey eksik