Monday, July 2, 2012

Pazar günü ve Cilingoz, Kiyikoy gezisi

Pazar günleri genelde çalışan kesimin pilinin bittiği, rehavetle harmanlandığı, evde çocuk varsa ne kadar kaçabilirse o kadar kaçabildiği gündür.Benim için pazar günleri krep eşliğinde yaydığım, formula 1 veya motogp seyrederek azdığım gün..Şehir dışına kaçabildiğim nadir günleri de sayarsam pazar günlerini sevebiliyorum. Tek derdim kovalamaca sahnelerine dönen kabus dolu İstanbul şehir trafiği..Evet malum trafik..Masum bir şehrin toplu tecavüze günler boyu uğraması, gerçekten beyinleri kısa devre yapmış salaklarca istila edilmesi..neyse...

Pazar günü tam da krep şölenine başlamadan gelen bir program değişikliği telefonu ile daha önceden gitmeyi kafama koyduğum Çilingoz'a doğru yola koyulduk.Standart rotam Kemerburgaz/Göktürk istikametinden devam edip Kırklareli/Saray yoluna kadar giden bu şirin ötesi şahane yoldan gitmek.
Yolun göktürk sonrasında takribi 15 km kadar asfaltlama ve genişletme çalışmaları devam ediyor (halt var sanki)
Kendinizi hemencecik şehir dışına atmış oluyorsunuz..Çok da hızlı olmayan bir tempo'da Saray'a 35 km kala sağdaki Çilingoz levhasından 17 km gideceğiz diye içeri girdik, yoldakilerin uyarısını da kulak arkası ettik.
Yol fena...
Ne kadar fena olabilirdi ki ? hakikaten fena az kalır berbat ötesi..Bu noktada biraz kastırıyorsunuz..
Cilingoz dediğimiz yer aslında gümüşdere/kilyos tarzında bir yer şehre çok uzak olduğu için sakindir sanıyorsunuz hiç de öyle değil bildiğiniz dumur olduk..Mahşer gibi kalabalık, bir o kadar sığ ve avamlıkta sınır tanınmıyor.
Denize girilecek gibi değil, yemekler yenecek gibi değil, daha vahimi bir daha geriye bakmadan kaçasınız geliyor.
Gelelim resimlere, bu arada buraya bir sonbahar bir de anca ilkbahar'da o da altımda arazi taşıtı olursa gelirim..
Girişi ise ali kıran baş kesen tayfası devletten nasıl olduğunu bilmediğim şekilde kiralamış ve girişe 8.5 lira para kesiyorlar.



Cilingoz girşi,çıkışı ve atıştırmalıklarıyla bize yaklaşık 3 saat kaybettirdi, olsun..En azından boyumuzun ölçüsünü alıp ordan kıyıköy'e hareket ettik.. Kıyıköy'deki önceki tecrübelerim bana Kıyıköy Deniz Feneri Restaurant'tan uzak durmamı söylüyordu, oraya da uğradık veeee iflas ettiğini öğrenip huzura erdim.

Ordan 250 metre uzakta Yakamoz adında bildiğin barakadan bozma bir restoran'da yemek yedik.
Biralar Tuborg Gold, 1 çoban salata, 1 Kalamar ve 1'er porsiyon Kalkan'la doyduk..Bol sohbet edip 2 saat geçirdik, gergin Cilingoz'u arkamızda bıraktık.

 Biralar Tuborg, Bardaklar Efes nası :)



Gelelim macera'nın son perdesine 19'da Kiyikoy'den ayrilip 22:30 civarinda Taksim'de olmak işin en acıklı kısmı.. Bildiğin 1.5 saatlik yol trafik, fuzuli kazalar ve italya-ispanya final maçı sayesinde kabusa döndü..

4 comments:

  1. kastroya niye gitmiyorsunuz ya hu cilingoz nere?

    ReplyDelete
  2. kastro'ya gittim, gitmedim değil ama orası artik bildigin arazi tasiti istiyor..arabayi kirmanin anlami yok ..bi de kalabalik ayni kilyos hic farki yok..millet denize girmeye degil tavuk kanadini mangalda yapim kafasinda geliyor..mazallah!

    ReplyDelete
  3. gencler gezmisler
    ossun
    seyahatin hatalısı bile güzeldir

    ReplyDelete
  4. o diil de öğlen saati pek fena bu kalkan ve salata fotoları

    kınadım

    ReplyDelete