Thursday, October 20, 2011

not ver. bilemem ki kaç

dün gece itibarı ile uyku mekanı ofistir
bir süre ikamet edecek ev yoktur
ama olsundur
huzur gelecektir
hepsi geçer...

hele eşyaları bir deliğe atalım...

Tuesday, October 18, 2011

hep şarkılardan

hep bu şarkılar yüzünden ki...
kaptırmış çalışırken, bir bakıyor insan oooo nerelere gitmiş.

öyle bir kaç hafta geçiyor ki, officially, yaşadığıma şaşırıyorum
her seyahatte sanki biri gidişin olsun dönüşün olmasın demiş
yok yere 2ye yarılan bavullar, giden işler, geri dönen işler, tekrar giden işler
bozulan sağlık, kafaya düşenler, yere kapaklanmalar, en son freni patlayan yağı boşalan uçak

verilmiş sadakalar işe yarıyor demek ki... aklın ve mantığın yetmediği haftalar bunlar

sonra şarkılar giriyor yine devreye, lal çalıyor mesela

oradan aklıma rüya geliyor

sonra zeynep arıyor, 7-8 senedir yolumun belki 1 defa kesiştiği zeynep, yenidoğanının hediyesi için teşekkür edip, cumartesine davet ediyor.
sonra sabahları telefonumda günaydınlar var
çok eskiden kalma günaydınlar
sonra sorular geliyor, saygımızı kaybetmeyiz değil mi diye
oysa neler geçirdik, neler yaşadık, neleri yaşamaktan mahrum ettik kendimizi, hatta çoğunda sen mahrum ettin bizi, ben çoğunda sana uydum
hiç ses yükseltmedik ki, kırmadık; kendimiz ya da belki ben çok kırıldım ama, birbirimizi kırmadık. bensiz girdiğin yerden, benimle çıkmak?

Sonra Zaferlerim çınlıyor kulağımda

sonra, uzun aradan sonra yenidoğan seveceğim için heyecanlanıyorum, özlemişim o kokuyu, burnumda hala.

Ardından garip geliyor, cuma günü artık değil istanbul'a dönmek, yaşamak bile süpriz, ama bir saatte dönüyor insan, geç olsa da, güç olsa da.

Cumartesi gecesi, taaaaa kaç sene öncesi gibi. Oturulan yerler değişmiş sadece, bu sefer korkan başkası, ölü gözler başkasında, yaşama çağıran ben, yaşamaya gelen o.
bir nevi başlanan nokta tekrar.
bundan yola çıkarak hayat yuvarlaktır denir mi?
hayatın p.şt ve i.ne olduğu kesindi, ispatlandı bir nevi...

cuma akşamı nefes alacağım mesela, süpriz nefes...
cumartesi kahvaltı
cumartesi konuşma
cumartesi yol
cumartesi dinlenme

yolun bir yerinde birbiri için üzülen, sevinenler yine aynı
tanıdık
bildik
olması gereken gibi
geciken gibi

ya bu sefer tüm taşlar yerine oturursa diye sormadan geçemiyor insan
40a 38
az değil
insanın özlediğine sarılıp, kokusunu çeke çeke yanaklarından öpmesinin huzuru, mutluluğu kaç şeyde var ki?
çocuk gibi her yere gider miyiz diye soruşunda? dolaşma isteğinde? sabah burak ile gidişim deyişinde? her günün dışında yaptığı şey için çocuk gibi gülerek haber verişinde?

ne medcezirler oldu... ne ya sonra soruşları...
kaç şey dayanıyor ki zamana?

her yan soru işareti, ben soru işaretiyim
ama hafifte olsa bir tebessüm var
bilinmeyenin korkutuculuğu yok, çünkü en kötü senaryo zaten defalarca yaşandı
bir daha gelse ne olur? sadece bir tekrar
ya tekrar etmezse? ya senaryo yeniden yazıldı ise? değmez mi risk almaya?

insan istediği kadar beni oraya gönderme diye yalvarsın, istediği kadar silsin, istediği kadar kaçsın, istediği kadar sevsin, istediği kadar düşlesin, istediği kadar hayallerde olsun
o araba yine aynı yere park eder
o araba yine orada bekler
o arabada yine çıkmadan önce ağıza bir sakız atılır
o arabadan inmeden yine mutlaka cama bakılır kafa kaldırılıp
kurutemizlemecinin kokusu yine çekilir buruna
merdivenler yine 2şer 2şer çıkılır
yatağın yine soluna yatılır
yine cenin gibi kıvrılır insan
yine içi dolar insanın
yine olacağı varsa kadın olur
olacağı varsa yine en akıllı, en sevimli, en küfürsüz, en saygılı, en sevgili, en çocuk, en komik, en ince, en nazik olur insan
yine uykudan uyanır insan
yine sımsıkı sarılır biri
yine her yer sıcak olur
yine konuşurken uyuya kalır
yine yine yine olur işte her şey, yaşam yine olur
yaşamak yine gelir hayata, sadece nefes almak biter
kimse nefesini engellemez
kıskanılırken, güvenir yine biri
döndüğünde yine sanki ilk defa görüyormuşça bakan olur
kalbinin çarpışını yine gülerek dinler biri
o hızlandırır, o yavaşlatır
doymak yine hatırlanır
uykuda yapılan en masum hareket, bambaşka kapıları açar
en zor olan, en kolay olur
normaldir çünkü
olması gerekendir
sanki başka hiç bir şey yoktur
sanki her şey budur
tüm üzenlere inat, tüm kıranlara, tüm kaçanlara, tüm düşüncesizliklere inat zarif olur her şey yeniden

uyurken ayrılamamak gösterir hepsini, yalan söylemeyen gözler değildir, uykudur
en rahatlığın kolaylıkla seçildiği uyku gösterir hepsini

cuma günü, bu sefer de ölümle mi kaybedeceğim diye meraktaydım
her birimiz bir ölümden döndük geldik
kimimiz mecazi, kimimiz gerçekten
o uçlar güzel değil
o uçlar sevgisiz
o uçlar eksik
kimse gelmeseydi de ortada olmak lazımdı
sabır lazımdı
sebat lazımdı
denemek lazımdı
cesaret lazımdı

derin nefesi alıp, daldım mavi derinliğe