Friday, January 13, 2012

iyilik yaptım, ne bulayım diye değil ama..

İblislerin pek kaçındığı bir hareketi yaptım bugün, üstelik 2 defa aynı güne sığdırdım..Sabah çok sevdiğim bir arkadaşımın internetini çözdüm, ardından hediye gelen takım elbiseyi şirketteki durumu müsait olmayan bir çocuğa hediye ettim..
Mutlu muyum, sanırım evet..karma is a bitch baby..i'm the one of them...

ne tuhaf hayat

birinin en sevdiği olmak bir taraftan güzel bir his
diğer taraftan hayatta hiç bir şeyi değiştirmiyor
kaç sene oldu bilmiyorum artık, hesabı şaştı
ilk gerçekten aşık olduğu olduğumu biliyorum
kendi karmaşık düşünce sisteminde hala en sevdiği olduğumu da biliyorum
akşam konuştuk epey, özlemişim de konuşmayı
esenekleri tutmadığı zaman çok iyi konuşan bir çifttik biz, sabahlara kadar duraksamadan daldan dala konuşabilendik
Akşam koşturması, kokteyller hazırlaması, koşarak kolalar getirmesi, sen seversin diye şam fıstıklarını çıkarışı ne yalan söyliyeyim güzeldi
son kavgalardan, salaklıklardan, gözümden silinmeyen görüntülerden sonra güzeldi
İnsanın ne birlikte kalası, ne de ayrı kalası olunca ortaya çıkan tuhaf görüntülerden biri işte
börülce kardeşin dediği gibi hastalıklı bir ilişki
Tabii biraz da şans böyle yapıyor, iyi niyetle kendimizi verdiğimiz her dal kırılınca yine dönüp dolaşıp aynı yerde kalıyoruz, bir nevi liman
15 seneyi öyle ya da böyle bir arada geçirince, ne daha fazla tanıyabilen çıkıyor ne de anlayan
hayatta yalan söyleyemeyeceği tek kişiyim ben, ya da yargılamayacak
defalarca kanıtlanmış durum
kendime baksam, ağzımı açtığımda ne diyeceğimi bilir, tüm hassas noktaları bilir, güldürmeyi de ağlatmayı da...
Arkadaşlığı denedik dün, yaptıklarımızı anlatmayı, piyasa dedikodularını :)
Biraz ağladık karşılıklı, biraz güldük...
İyi de geldi, düşmanlığı, kızgınlığı kaldırmıyor artık vucudum.

tam 20 gün

tam 20 gün sonra devlete ssk prim ödeme mecburiyetim doluyor...
tam 20 gün....

18 ocak 2019'da da emekli maaşımı alıyorum
çalışın köleler

Thursday, January 12, 2012

elixir bey demiş ki

"Bu memlekette çoğunluk iş falan yapmıyor herkes ucundan tutuyor..birileri enayi gibi yükü sırtlanmış, gerisi de çalışıyorum diye geyikte..."

bugun mesela aynen

yan yürüyen

yan yan yürüyen burçtan adam çıkmaz...
valla bak
önce bi sever sarmalar
sonra küfreder
3 dk sonra bir şey olmamış gibi davranır
sonra bir şey olur, geri dönülmez halde yangına vurur her yeri
sonra küstüm taklidi yapıp, 3 vakte yine gel yamacıma der

sonra bu adam marjinallik çukuruna düşer, bunu nasıl yaşayacağını da bilemez, eline yüzüne bulaştırır
hem çok zeki olur
hem gel git akılı
cool görünümlü kompleks çuvalıdır
süper yalancıdır sonra, o kadar ki her söylediğine kendi de inanır, sonra lan bak bunu şunun için demiştin, gerçekle ilgisi yok dediğinde hatırlaması uzun zaman alır
fil gibi düşmandır
hayatı alışkanlıktır, değişmez kolay kolay, değişik bir restauranta götürmeye çalışın, anlarsınız o zaman dünya kaç bucak
ipler hem sizde olacak, hem siz o ipleri onun arzu ettiği şekilde kullanacaksınız, ha anlatır bende kullanırım demeyin zira anlamanız için telepati yeteğinizi geliştirmeniz lazım
midesi mutlak bozuktur, yaş ilerledikçe her türlü sindirim hastalığı kapısındadır
dışarıda sizi onore eder, ama evde ağzınıza sıçarlar
ana kuzuluğunu buyurun burda seyredin
çok düşünür ve çok baş ağrısı çekerler

işte mal bu, gözünüz yiyorsa tepe tepe kullanın

Wednesday, January 11, 2012

çorba



sıcak çorba içip uyuklayasım varken, nedir ki bir ofiste boş boş oturmak...
hazır kırmızı örtüme de kavuşmuşum
altında kitapta okurum, film de seyrederim, uyuklarım da
üzerine hayallere dalacak potansiyelim bile var

üşüyorum neticede

Tuesday, January 10, 2012

hahaytttttt

çatlayacağım gülmekten
olaylar serisi bitmiyor
salak ruh sarışınım ofisi birbirine kattı kartvizitlerim de kartvizitlerim diyerek, dallama yanına almış azıcık, bitmiş ve bana kargo yapın diyor

yavrum benim ya, fuara gidiyorsun, 500den az olmasın diye kıçını yırtıyorsun, ofisi birbirine düşürüyorsun ve 30 tane alıp gitmişsin ha?

canım benim
ahahahahahahhahaha

şşşş sessizlik

baş bu kadar ağrırken klavyenin tuşları bile irrite ediyor.
hani mümkün olsa kapansam karanlığa ve sessizce dursam
ama nerede tabii bu mükemmel koşullar
mesela sabah ki kriz sarışın taklidi kardeşimizin sekreter arkadaşımızı 2 aydır bana çöp kovası almıyor diye şikayet etmiş olması, ki garibim sekreter arkadaş fazla bir çöp kutusunu kendisine tahsis etmiş. ama ayıp tabii, yeni bir tane istenmişken nasıl olur eski kullanılmış bir kutuyu vermek... Esefle kınıyoruz kendisini, hadi biz salaklar kınadık tamam, ama gel gör ki patronumuz da kınamış burada kime yeni çöp kutusu alınacağına ben karar veririm diyerek :) Patronumuzda musevi bu arada, hani beklersin ki bu hareketi takdir görsün, kaynaklar boşa harcanmamış olsun...

sonra şirket modemimize 1400 tl lik bir fatura gelmiş, sırrını çözmeye çalışıyoruz el birliği ile, hani filmler indirip destanalr döşesek bir ayda o akdarlık harcama yapmamız imkansız ayrıca kendisi nicedir atıl atıl yatmakta.
iş bu yazı yazılırken, sorun aydınlandı, patronun iptal ettiği hatlardan doğan bir borç gibi bir şeymiş, taahhüt verirken dikkatli olmak lazım tabii :) 2 saatimi de bu yedi.

bu kadar salak sorunların yaşanmadığı bir yer var mıdır acaba?

Monday, January 9, 2012

çizgide durulan anlar

saçma sapan şeyleri görüp, konuşsam mı denen anlar vardır
o anlardan biri
sonra diyorum ki ulen italya iyi geçerse, 1 aydan daha az bir zaman burada olacaksın
ne gerek var, sus, otur yerinde
üç kuruşluk adamlarla, 3 kuruşluk sohbetlerine deri ne ola ki?
varsın bir halt ettiğini sansın...
o da hediyem olsun

aşık olsa insan

şarkılarda deva arasa, bulamasa
ama isyanını bulsa
mesela:

TIK

candır çeker...


ayın 20si gelse
ben insen roma'ya
trene geçmeden önce dursam barın önünde
un caffe ginseng per favore desem, 1€mu ödesem ve yudumlasam...

Sunday, January 8, 2012

39, 29 gibi değil

miş...
anladım.
örtülmüyormuş üzeri.
bazen bırakmak lazımmış oluruna
yeni nesil iyi imiş, hoş imiş ama insanın aklını belli bir süre oyalıyormuş
sonra öğretmek gerekiyormuş
bu da ayrı bir çaba imiş, ayrı yorgunluk imiş
benim en azından şu an istediğim değilmiş

inziva daha iyi geldi... yat kalk, pişir, gül, seyret, konuş konuş konuş...
neden gidip geldiğini anladım bu hafta
işin içine seks girdi mi, mecburiyetler bir parça devrede kalıyor
oysa şimdi? aklımıza her gelen ağızdan çıkıveriyor
kimse kimsenin lafına sözüne alınmıyor
bu hali daha çok sevdim
daha gerçek, daha doyurucu, daha huzurlu
allahtan çabuk capito.
tüm haftasonunu zorlamadım

Friday boy, thank you. Grazie mille...