Friday, June 18, 2010

Götlük bazen görecesizdir o vakit göte göt demek farzdır.

Ekşisözlükle takribi 4 yıldır yollarımız ayrı..çok da dert değil..neyse..
Bir kişi nickname ile iş yerindeki gerçekten gerzek bir karının ızdırabını yazıyor..
Sözlükten bunu tanıyan başka bir kevaşe, işyerindeki gerzek karıya bu nickname sahibini gammazlıyor ve nickname ile yazan kişi bu kevaşe(ler) sayesinde işinden oluyor.
Gammaz yapan kevaşe, gerzek karı orospuysa, nickname ile yazanı kovan patron da göt'tür..
Bence hepsine göt demek farzdır.
Yuh olsun size..
Yazıyı da okudum..Hiçbirşey yok..bir kişinin işinden olmasını sağladınız.
İğrenç insanlarsınız ..ölün..

MON CHER

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15063889.asp?gid=373

BENCE EN ÖNEMLİ YERİ:

“Şimdiye kadar Türk diplomatlarını sadece Ermeni terörünün ve diğer terör eylemlerinin hedef aldığını zannediyorduk. Son bir yıldır her fırsatta kendi ülkesinin diplomatlarına karşı sözlü bir saldırı başlatan Sayın Başbakanımızın bu tutumunu izahta büyük güçlük çekiyoruz”

Thursday, June 17, 2010

Etraf Bihter kaynıyor..süper yazı..kadın tespiti

http://www.haberturk.com/yasam/haber/524460-etraf-bihter-kayniyor

Bazen güzel yazılar çıkabiliyor.
Beğendim..
olmuş.
budur..
hemen bizim blog'a alalım hehehe

var diyecek çok lafım da...

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/15051879.asp?gid=373

görmek nasip olmayacak, anlaşıldı merkez

KFC EXTREME KAZIK MENÜ



Yahu bu menü çıkalı daha 1 yıl ya oluyor ya da olmuyor..Çıktığında 9,50'lik fiyatı ehven idi..
Yuh be kardeşim incik cıncık ne hale geldi..oldu 13,75 lira..Neredeyse %45 zam yemiş daha senesi dolmadan..
Protesto ediyorum bu lezzeti..ayıptır lan..müşteriyi enayi yerine koymayın..Ayrıca patatesleri müşteriye verirken resimdeki gibi vermiyosunuz!

Sibel Arna / Temizlik

Konuya giriş yapmak için önce:

Sonra:

Sibel Arna densizlik yapmıştır evet
Görgüsüzlüktür çoğu yazdığı şey bu yazıda ve dahi bir önceki yazısında
Hepsine ok'im
Kendisini eleştirmemize, bu konu ile ilgili yerden yere vurmaya bile hemfikirim

Sonra bugün önce şunu okudum:

sonra mevzu bahis siteye geçtim:

Mübalağa bir sanattır evet, ama akıl ile yapılmalıdır
Şimdi şıkları ve anketin 17.06.2010 tarih saat 12.26 itibarı ile sonuçlarını dökelim önümüze:
  • Arsızca kirli elleriyle ona selpak satmaya çalışan sokak çocuğu (17%, 9 Votes)
  • Cahilce soldan değil de sağdan servis yapan garson (11%, 6 Votes)
  • Siparişi 8 dakika geç getiren, bir de utanmadan bozuk asansörü mazaret gösteren kapıcı (6%, 3 Votes)
  • Kokulu çorapları yüzünden evi leş gibi kokutan tüpçü çocuk(24%, 13 Votes)
  • Yere çömdüğünde kıçının çatalı görünen tesisatçı (13%, 7 Votes)
  • Tırnaklarını bir haftadır kesmediği halde kendisine para üstü vermeye cüret eden bakkal çırağı (7%, 4 Votes)
  • Saçını başını yapmadan, makyajsız temizliğe gelen gündelikçi (17%, 9 Votes)
  • Bence şu(tersninja@gmail.com adresine yolluyorum, bakın ordan!)(2%, 1 Votes)
  • Arabasını servisten alırken kendisine kapı açmaya kalkan tamirci çırağı (tulumlarını da çıkarmıştı oysa ki) (3%, 2 Votes)
Birinci olan şık, dünyanın her yerinde her insanın midesini bulandırabilecek bir madde değil mi?
Temizliğin olmaması dalga geçilecek bir konu mu?
Bu ülkede erkekler regl döneminde leş gibi kokabilen/ter kokan kadınlara bu kadar mı alıştı?
Kadınlar ter ve ayak kokulu erkekleri bu kadar mı benimsedi?

Hani hep diyorsunuz ya bu ülkenin %99u müslüman
Bizim dinde temizlik imandan geliyor
uyandırayım

Not: Sakın ha regl normal, kan kokar bık bık etmeyin yorumlarda. Günde 2 kez duşunu alırsın, duş alacak yer yoksa sabunla suyla lavaboda bile temizlenirsin. Yeterki içinde temizlenme ve kokmama bilgisi, isteği olsun.

Bir işi yapıyorsan, o işi adabı ile yapacaksın arkadaş. Muhasebecin sağ yerine sol kolona işlese faturalarını neler değişir hayatında?
Tesisatçılarımızın hepsi Adonis ben mi kaçırdım? Kıçlarını seyretmek ne zaman zevk oldu?

son kez: evet Sibel Arna yazdığı yazıda öküzlüğün sınırlarını genişletmiştir, ama mübalağa ile eleştireceğiz derken neleri görmezden geldiğimizi de bir durup düşünmek lazım.


Wednesday, June 16, 2010

Yiğit Özgür erotik hikaye yazarsa...



Adım Tahsin Yolbeyli, 23 yaşındayım. bu ...yaz tatlilinde komşumuz ayfer ablayla yaşadığım macerayı sizinle paylaşmak istiyorum... ayfer abla iki yıl önce kocasıyla birlikte apartmanımıza taşınmıştı... ve ben, o günden beri onun için çıldırıyordum... ayfer abla 32 yaşında 1.65
boylarında beyaz tenli enfes bir kadındı...

kocası ümran abi 39 yaşında 1.85 boyunda atletik yapılı, yanık tenli, nefis bir adamdı... ama konumuz o değil, konumuz ayfer abla...

ayfer abla sürekli giydiği askılı bluz ve mini etekle aklımı başımdan alıyordu. bir gün dayanamayıp kendisine açıldım...

-ayfer abla sürekli niye aynı şeyleri giyiyon?insan kokar yav...

-yıkıyoruz herhalde...

aradan günler geçti... o gün başıma geleceklerden habersiz, semtimizin bakkalı ismet abiyle sohbet ediyordum... ismet abi 43 yaşında 1.50
boylarında buğday tenli, buğday gibi bi adamdı...oldukça atletik bi gülümsemesi vardı... konumuz ayfer abla olduğu için onu da es
geçiyoruz...

ben bakkaldayken içeri ayfer abla girdi...üzerinde vücut hatlarını belli eden bir tişört vardı... nereye gittiğini sorunca köpeği muffy'yi
gezmeye çıkarttığını söyledi...

muffy 1,5 yaşında, 40-45 santim boylarında enfes bir köpekti... ipek gibi tüyleri... amaan, ayfer ablaya geçiyorum...

ayfer abla beş on dakika muffy'ye göz kulak olabilir miyim diye sordu.
hemen kabul ettim tabi... eğilip köpeğinin tasmasını takarken gözlerime inanamadım... sütyen giymemişti!!!

aklımı kaybedecek gibi oldum... elim ayağım birbirine dolanmıştı... sonra ayfer abla muffy'yi bırakıp gitti... o gidince hayvan
huysuzlandı... havlamaya başladı... sakinleştireyim diye kucağıma alınca gözlerime inanamadım... sütyen giymemişti!!!

hemen ismet abiyi kontrol ettim. o da sütyen giymemişti!!! peki kimdi bu sütyeni giyen?!... tanrım yoksa...

aman allahım ben giymiştim! hem de annemin sütyenini giymiştim!
hatırlıyorum annem bu sütyeni tuhafiyeci erhan'dan almıştı...


tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında, kumral... lan ben bu sütyeni nasıl giydim lan?!.

hemen sütyeni çıkarıp muffy'ye taktım. muffy çıkarıp, ismet abiye
attı... ismet abi de dolgun kalçalarını sergileyerek sütyeni tezgahın
altına sakladı...

o esnada ayfer abla içeri girdi!.. üzerinde vücut hatlarını gösteren bi gömlek vardı... hani tişört vardı, gömleği ne zaman giydin diye
sorduk... tuhafiyeci erhan'a uğradım ondan aldım dedi...

tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında, kumral. bi dakka noluyo lan orda? vay şerefsizler!!

-git lan! git!..

işte böyle.. artık muffy, ben ve ismet abi her gün buluşup sevişiyoruz...hayat bizim için çok daha renkli oldu. öyle değil mi ismet abi?

-harbiden dolgun mu lan kalçalarım?

Kabullenmek

Olgunluk mu?
Mantık mı?
Looserlıktan önceki adım mı?
İzlemek ile yetinmek mi?
Umudun bittiği an mı?
İnadı rafa kaldırdığımız an mı?
Pes etmek mi?
Yoksa seçeneğin kalmadığı an mı?


Ayna, göze gelen ışığın yine kaybolduğu an diyor

Türkiye'de güzel şeyler de oluyor...

Karikatür: Yiğit Özgür
Yorumsuz

Tuesday, June 15, 2010

Kısa - Küt bacak

Dear yurdum hanımları,

Boyunuz 1,70in altında, ayak bilekleriniz kalın, bacaklarınız kalın ve kısa ise, Allah aşkına, streç pantolon ve babetleri giymeyiniz
Hangi boyda olursanız olun "love handle"larınızı ortaya serecek darlıkta t-shirtler giymeyiniz
Erkekleri bilemeyeceğim, ama benim midem kalkıyor

Monday, June 14, 2010

Genç Şairler / Aslı Serin

BU BİZİM ŞARKIMIZ OLMASIN

“Her şey bir kere daha yanlış gibi”
sen burda bekle kapılar da beklesin
bi be
ş dakika
bi be
ş dakka daha uyusam bu rüya bitecek
saatler çalmasa bu sat
ıcılar bu zil sussa
her yar
ığı hayra yorsam her yarımlığı
her yanımı hayra
bu her
şeyler gerçekten gerçek
kendimi bildim bileli yani sözüngelişi
bildim mi hiç kendimi bu geli
şi gidişi
gitmek dediysem hep odalara
kaç k
ıymık kaç çentik kaç kaçmaktan yapılmış
o eve kaç basamakla çıkılmış
odalarda kaç gece ne güzel bekledim
çok ayakkab
ı eskittim çok çanta
bana bunu öğretseydin

her ölüm bir bayram

Ani ölümlerden sonra ağlarlar ya...
Keşke bilseydim, keşke şunu deseydim, keşke hasta olsa idi ama şurada yatsa idi, hazırlıksız yakalandık

bunları diyenler, hayatlarında hiç ölüm beklememiş olmalı, o yavaş yavaş gidişin, yavaş sönüşün acısını hiç tatmamış olmalılar

Benim kısmetime hep mecburen seyredişler düştü
o yüzden ölümlerin yasını tutamaz oldum
ölümün ilk geliyorum dediği andan, gerçekten gelmesine dek o kadar üzülmüş, ağlamış, defalarca vedelaşmış oluyorum ki, ölüm sonrasına üzülebilecek bir şey kalmıyor.
Ancak sevinç duyuyorum akabinde

Üzüntümü, kendi içerimde yaşamaya, saklamaya o kadar özen gösteriyorum ki, biliyorum arkamdan az hayvan-ruhsuz-vefasız dediklerini
Onların kendilerini yerden yere yatıp, ortalığı ayağa kaldırdıkları anlara inat, benim ancak yastığım bilir olan biteni, beynimin kıvrımlarında belki izler kalıyordur. ama başka bilen, gören yok.

Her ölüm, bir bayram oluyor nihayetinde...