Friday, November 19, 2010

Son günler...

bayram-tatil denen günlerin sonuna geliyoruz neyse ki...
bir gün güneşi fırsat bilip yürüyeyim dediğimde, suratım nasıl kötü ise, ben daha evden çıkamadan geldi almaya. süpriz, gidiyoruz dedi.
Uzunya'ya gidildi yine.
Güneşli İstanbul'dan sanki İskoşçya'ya ışınladılar. Sisler altında balık.
Uzunya'nın bildik orta güzellikte mezeleri, orta güzellikte balıkları.
Sessizlik ve tahta masalar olmasa gidilir mi uzunya'ya? gidilmez.
Bundan epey seneler önce gittiğimizde çok aşıktık biz, ellerimiz ayrılmazdı, güven vardı, gülüşler vardı, umutlar vardı, bekleyen güzel gelecekler vardı.
o günleri andık biraz, güldük halimize...
Bambaşka insanlar olmasak bile, yola çıkılan yerden çok uzaktayız, çok başkayız.

3-4 bira çarptı beni. Sarhoşluğun verdiği rahatlık, günlerdir masanın başından kalkmadan/kalkamadan çalışmanın yorgunluğu filan derken iyi geldi.
Ertesi sabah, caddeye inip birer kahve bile içip gülüştük. tuhaf geldi. Arkadaşlığın başka bir boyutu, özeni farklı, korkusu farklı; ama bir yapmacıklık var hep içinde.

Önümüzdeki ay endometriosis tedavisi başlayacak. ağrılar azalacak, hatta yok olacak diyor doktor amca. 2 gündür beni yerden yere vuruyor ağrılar, karnımda su torbası, yanımda ağrı kesiciler, gevşeticiler... akşam içtiğim ilaç sayısını unutup 2 kadeh şarabı yuvarladım, bir baktım başım döner, midem bulanır. Güzelim '99 Tempranillo çıktı tabii gerisin geri. Halbuki nasıl kadife gibi kaymıştı.

Uzunya'da ne çok cocuklu çift vardı... Ne çok çocuk ağlaması, ne çok şımarıklık, ne çok kapris. diğerlerine inat efendiliğinden ödün vermeyen bebekler ve minikler.
Hele Selim adında tahmini 8 aylık bir bebek bizi hayrete düşürdü. Kucağına gitmek istediği herkesi göz hapsine alıp, kahkahalar atarak ilgilerini çekip çağırdı mutlaka yanına; her gittiği kucakta bir sarılmalar, bir cilveler... 5 saat boyunca bir kez bile ağlamaz mı bir bebek? altını kirlettiğinde anneye acıklı bakışlar ve mırıldanmalar.

bir yandan tercümelerim, ne kadar derseniz bildiğiniz bir migros poşeti dolusu sayfalar :) yarısı bitti, yorgunluktan gözlerim kapanmazsa cumartesi akşamına bitirip pazar dinlenmek istiyorum.

No comments:

Post a Comment