Wednesday, July 7, 2010

Boş boş

Kafa bi dünya
Sanki akşamdan kalma
Oysa son kadeh içki ne zaman içilmişti hatırlamak bile mümkün değil

Kremlere hangi ara mecbur kaldığımı da hatırlamıyorum mesela. Sabah kalk, yüzü yıka, toniği sür, önce gözlere, sonra yüze ve boyuna, sonra tüm vucut, en son eller... Her gün, yiyorsa yapma... Çekilen deri, pul pul dökülmeler...
Bir tek noxzemanın yettiği günler nerede?
Benim hep derli toplu olan dolaplarım ne zaman çingene çarşısına döndü? Ne zaman saldım çayıra halimi aldım? Tam ne zaman çalışmaktan nefret etmeye başladım? Hatta çalışmaktan korkar oldum? Her gece uyumadan önce kurduğum hayaller ne zaman bitti? %100 realist olmak ne zaman yerleşti bünyeme?
Yemek pişirmekten ve dahi yemek yemekten ne zaman zevk almaz oldum? Konuşmak, yazmak ne ara zul olmaya başladı?

Pelteleşme dönemi belki.

3 comments:

  1. Ne kötü değil mi? Büyük şehir insanının kaderi oldu bu; ruhlarımız alınmış gibi...Çok anlıyorum sizi...(Momo' yu okumuş muydunuz, aslında bir çocuk kitabı ama beni çok etkiledi, insanlar ilişki kurmayı nasıl da bırakmıştı, sebebi kötü adamlardı falan, tavsiye ederim :)

    ReplyDelete
  2. Tam da bu vakitlerde tatil imdada yetişirdi..Şimdi biz tatile bile yetişemiyoruz.Tatil pır dedi uçuverdi ellerimizin arasından...

    ReplyDelete
  3. sanırım uğraşacak önemli bir şey bulamamaktan kaynaklı

    tatil kurtarır mı idi bu durumu? bilmem
    belki bir süreliğine

    ReplyDelete