Saturday, August 21, 2010

Komik aslında

Evrim yazmış ya annesinin sen eskiden annesinin küvet doldururdun sen demesini, ben eskiden neler yapardım neredeyse hiç hatırlamıyorum, çok zorluyorum hatırlamak için kendimi ama bir dönemi silmişim nerede ise.
Ne yaptığım yemekler geliyor aklıma, ne de alışkanlıklarım. Tabiidir yaş aldıkça gelen değişimler, ama kalmaz mı hiç akılda? Kalmayabilirmiş.

Boş kalmayı severdim hatırlıyorum, ama ne yaptığımı hatırlamıyorum.
Bugün ödüm kopuyor bir saniyem boş kalacak diye. Atom karınca gibi kendime iş çıkarma derdindeyim. Daha 2 gün oldu ya yeni işe başlayalı, eve getirecek iş buldum kendime.

Sabah Bosch bayilerini delirttikten sonra, işimi hallettim neyse. Hem süpürge, hem çamaşır makinesi halloldu. Yeni nesil kurutucularda ise aklım kaldı ise de kaşınmam gerektiğini kendime zor olsa da hatırlatıp eve döndüm.

Zeytinyağlı yemekler tamam, enginar ve barbunya. Mantarlar fırına girmeye hazır, püre yapıldı dolaba kalktı, hafta içi yenecek etler soslandı poşetlendi, salata malzemeleri yıkandı kurutuldu, günlük poşetlendi, haftanın yemek programı tamamlandı böylece. Saatler sıkışınca, ve her gece düzenli yemek yenen bir evde olunca alışkanlıklarımı kaybettiğimi fark ettim. Neler pişirirdim eskiden gelmiyor aklıma. Alışkanlıklar sıfırlanmak durumunda kaldı zira. Bambaşka 2 yemek düzeni. Her sabah kahve yapmak benim işim mesela artık, senelerce ben yapmadım mı o kahveleri?

Hoş tutulmuyorum desem Allah çarpar. Ama boşluk var, ne işle doldursam kendimi kapanmayan boşluk. Tazeliktendir demeyin, tarifini bulamıyorum ama başka bir şey. Ağızda sürekli bir acılık. Ağzıma çalınan ballar gidermiyor o acılığı. Hep bir eksiklik hissi. Ofise girip çıkana dek sadece sızlıyor, geri kalan zamanlar orada olduğu çok net.

Aklımdan ne geçse yazıyorum diye deli demeyin bana, tutamam içimde. Atmam, çıkarmam lazım aklımdan her şeyi. Acısı varken insanın ana dil başka önem kazanıyor, her hangi bir zamanda kulağınıza çalındığında pas geçtiğiniz sözler, şarkılar, göz dolduruyor. Ah o Nev... Ah o Nev...

Bunca sene sonra zamanımı idi albümün... Aşk olsun...

1 comment:

  1. Günaydın Seden,
    Aklından geçeni kaleme alıyorsun ya.. Heh işte ben ona bayılıyorum! :)
    Deli demek şöyle dursun aklın erebileceği en son nokta gibi..
    E.

    ReplyDelete