Wednesday, April 4, 2012

dumur desem değil

akşam bira cips salsa üçlüsü ile sohbet ederken, laf lafı açıp tanışılan enteresan insanlara geldi.
Enteresan derken vay be adama/kadına bak bravo cinsi değil elbet, hadi canım yalan söylüyorsun, olmaz ama bu kadarı insanlarından bahsediyoruz.

Söz konusu onkolog bir hanım kızımız, alanında son derece başarılı, hani biraz google search ile vay be denecek cinsten. Bir sempozyuma gitmeden önce, belli bir konuda yardım istemiş ortak tanıdığımızdan, o da esirgememiş tabii engin bilgisini, başlamış anlatmaya. Anlatırken sadece didaktik bilgileri değil, işi süsleyebileceği, sohbetini renklendirebileceği bilgileri de aktarıyormuş hanım kızımıza. Laf gelmiş coppola'ya da dayanmış ki hanım kızcağımızın yapmayı düşündüğü sohbette epey kilit bir nokta. Lakin hanım kızımız coppola kim ki sorusu ile, ortak tanıdığımızı yerden yere vurmuş gülmekten.

Tabii bizim tanıdık açığı bulunca, sağlı sollu vurmaya başlamış ve bir süre sonra anlaşılmış ki, hanım kızımız sinema adına hiç bir şey seyretmemiş. Ortaokuldan itibaren tek hedefi tıp fakültesine girmek ve onkolog olmakmış, hayatta başka hiç bir şey ile ilgilenmemiş, ama gerçekten hiç bir şey ile ilgilenmemiş. Ne bir kitap, ne bir film, ne müzik, hiç bir şey...
Şimdi de sempozyumlara vslere katıldığında, insanlarla sohbet edebilmek için böyle yan destekler almaya çalışıyor. Yaş 38.

Önce bir karnımızı tuta tuta güldük, sonra üzüldük...
hayat daha keyifli olmalı, pas geçilmemeli.
Hedefe kitlenmek güzel ki hanım kızımızı ikimizde bu konuda anlayacak yerdeyiz, lakin hayat ve keyifleri kaçmamalı, insan sanatı bile sadece kendini satabilmek için öğrenmek istememeli.

Allah islah etsin deyip, gecemize devam ettik ama şimdi bile bir burukluk içimde hanım kız için, bu sohbete meze olmak durumunda kaldığı için.

No comments:

Post a Comment