Tuesday, May 25, 2010

Alternatif tatlı rehberi






İşbu rehber, geliştirilmeye açık ve anonim olarak kurgulanmıştır. Yeni tatlı tanımları ekleyebileceğiniz gibi, var olan tanımları da gönlünüzce değiştirebilirsiniz. Haydin gurmeleeer, yiyin gari!

Ekler:
Hem tatlı hem de acı yenmesi için tapılan türleri vardır. Tatlıları ender bulunur. Süregelen görevi “eklemektir.” Tatlı olarak hayata katılanları, gün içinde bir el, bir omuz, bir söz ile konuk olur yaşamınıza. Sizi hisseder ve duyumsar. Bazen tatlı ihtiyacınız tam belirmeden bile gelip kan şekerinizi yükseltebilir. Acı olanları ise çokçadır. Serseri mayın gibi dolaşır. Bazı bazenlerde, size ihtiyacı olsun diye komplo kurduğu bile olur. Acı kalmak ve var olmak için size bağımlıdır. Mutsuzluğunuzdan güç alır.

Şekerpare:
Yöresel olarak ortasında bir sürprizle ya da sürprizsiz çıkagelir. Bazıları çok cıvık olur. Başta sevseniz bile iki sohbet sonra içinizi bayabilir. Bazıları ise yavandır. Ama zararsız olduğundan, atıp atmamakta hep kararsız kalırsınız. Tam kıvamında bir şekerpare bulmak, bazen yıllar sürebilir. Bu kadar geç bulunduğunda ise bulan kişi, kıvamında şekerpareyi dibine dek bir seferde bitirmek isteyebilir. Sonuç karın ağrısı ve yitirmektir.


Sütlü Nuriye:

Hafiftir. Ağırlığını omuzlarınıza vermez. Sohbetinizden ya da paylaştıklarınızdan aklınızda kalan, genelde hoş bir seda olur. Bilmediklerinizi öğretmez. Ya da yeni ufuklar açmaz. Amacı sizi onarmak, yaşamınıza tatlı bir iz bırakmaktır. Sizi büyütmez ama olması haz verir.

Revani:
Ona ne kadar şerbet kattığınız ile doğru orantılı olarak haz verir. Herşey sözleşme usulü gibidir. Aza az, çoğa çok tepki verir. Haytınızda olması ya da olmaması, sadece sizin isteğinize bağlıdır. Bağımlı da yapabilir sizi, bağımsız da... Garip olanı; sizden bir şey katılmazsa, tatlı olmayı başaramamasıdır. Yani aslında tatlı değildir, siz çevrenizde tatlı olmadığında, ihtiyaçtan onu tatlı yapmaya çalışırsınız. Sonuç genelde tatmin edici değildir.

Güllaç:
Öyle her dakika yapış yapış dalıvermez hayatınıza... Size tat vereceği bir zaman vardır. Bir an... O an geldiğinde siz de hazırsanız, nirvanaya ulaşabilirsiniz. Ama değilseniz, ya fazla gelecek ya da hiç tat vermeyecektir. Böyleleri; genelde kalıcı, daimi tatlılar değildir. Çabuk bozulur ve hızla verim almayı gerektirir. Anı yakamayı bilmiyorsanız, hayatınıza katamazsınız.

Kadayıf:
Son derece gereksizdir.


Baklava:

Size her şekilde, her sıfatla ulaşmaya çalışan bir çeşitlilik sunar. İçinizi baysa bile karşı koyamayabilrsiniz. Bir çeşit şeytan tüyü bulundurur bünyesinde... Zaman zaman keyifli, zaman zaman sıkıcı anlara gebedir. Ama kalıcıdır. Yanınızdadır. Cankurtarandır, tatlı krizlerinde...

Sütlaç:
Ekstra olarak çifte kavrulmuşları (fırında) makbuldür. Kıvamı iyi ayarlanırsa candır. Ayarlanmamışsa sadece karın ağrısını giderecek kadardır. Nefsi köreltebilir çok çok... Ama bir de böyle tam tadında çıkarsa karşınıza, ömrünüzün geri kalanını ona adayabilrsiniz.

Sufle:
Zordur. Nazlıdır. Ama nazını çekerseniz, doğru noktasına dokunursanız; sizi yaşamın gizli kalmış, kuytulara saklanmış tatları ile öyle bir tanıştırır ki... Özellikle bu blogda yer alan sufleleri ayrı bir yerde tutarım.

Melody Gardot - My One and Only Thrill

Geçen Cumartesi Fulya'daki Media Markt'ta gezinirken Hi-Fi reyonunda bir plak çalıyordu..Yıllardır plak da dinlememişim..hışırtısını özlemişim..Öyle güzel bir ses eşlik ediyordu ki dayanamadım ve plağı kapıvermişim..Üstündekini okuyup not alınca, haliyle biraz bilgi sahibi olmak faydalıdır dedim ve..

Melody Gardot 25 yaşında, 7 yıl önce bisikletle gezinti yaparken kırmızı ışığı görmeyen bir cip tarafından kaza geçiriyor.

İskeleti ve kafatası ağır hasar alıyor, kalça kemiği iki yerinden kırılıyor, aylarca sırtüstü yatmaya ve yeniden hayatı öğrenmek durumunda kalıyor, bu esnada gözü aşırı hassaslaştığından gözlük takmaya başlıyor, doktor tavsiyesi ile terapi için müzikle tedavi oluyor.
Kazadan sonra kendisine gitar alıp, sonrasında bir albüm dolduruyor ve Bingo...
Sesi gerçekten temiz ve tane tane..yumuşak ve dinlerken huzur veriyor..Bu üçüncü albümü ..sanırım pek yakında grammy'de alır..
Albüm hakikaten şahane..Diyecek laf yok..
Tavsiyedir.

Monday, May 24, 2010

Sunday, May 23, 2010

Everything comes with a price

Sunday, Bloody Sunday and guess what ? I'm in the office for 5 hours!
Probably it would be end in 40 minutes or so..But I am happy..

Friday, May 21, 2010

What A Difference A Day Made

What a difference a day made, twenty four little hours
Brought the sun and the flowers where there use to be rain
My yesterday was blue dear
Today I'm a part of you dear
My lonely nights are through dear
Since you said you were mine
Oh, what a difference a day made
There's a rainbow before me
Skies above can't be stormy since that moment of bliss
That thrilling kiss
It's heaven when you find romance on your menu
What a difference a day made
And the difference is you, is you

My yesterday was blue dear
Still I'm a part of you dear
My lonely nights are through dear
Since you said you were mine
Oh, what a difference a day made
There's a rainbow before me
Skies above can't be stormy since that moment of bliss
That thrilling kiss
It's heaven when you find romance on your menu
What a difference a day made
And the difference is you, is you, is you

Bence bunu Jamie Cullum'dan dinleyin...

Thursday, May 20, 2010

Lüfer diyorum lüfer...


http://www.fikirsahibidamaklar.blogspot.com/

tıklayınız, sonra sağdaki bannera tıklayınız
ve imzalayınız

Sn. Defne Koryürek'e bir teşekkür e-postası atmayı da ihmal etmeyiniz

ENİŞTEEE...!

Pazar günü kiliseye yigilan kasaba halki tam dualara baslayacakken mihrapta birden tum heybetiyle seytan gorunur...

Cemaat dehset icinde kapiya hucum eder..
Arka siralarda oturan yasli bir adam haric herkes kiliseyi terk eder.

Seytan kafasini kaldirir ve yasli adama..
- Sen benim kim oldugumu biliyor musun?
- Evet, biliyorum.
- Herkes kacti.. Sen neden hala buradasin,
yoksa benden korkmuyor musun?,
- Hayir efendim.. Ben, 48 yildir kiz kardesinizle evliyim.
-

Monday, May 17, 2010

Keyifsiz

Son 1 senedir en mutsuz olduğum zaman dilimini sorsalar, bu hafta sonunu söylerdim.
Gözümden yaş gelmedi, ama içimde bir çıt sesi duydum.
Kırılmadım, ama bütün de değilim.

BEN BİR YILDIZIM

Ben bir y
ıldızım yıldızlar ortasında,
Sa
ğa bakarım, sola bakarım, eyvah,
Yapayaln
ızım yıldızlar ortasında.
Bir bitmez düzelikte ak
şamla sabah.

Alabildi
ğine bana vermişler, “al! ”
Dayan
ılmaz boşluğuyla bu evreni
“Bu gerçek, bunu al! Bu dü
ş, bunu da al! ”
Ne ki varsa, bana yaz
ılmış nedeni.

Mutluyum, bu güzel, bu tek y
ıldızlıkta;
Milyonlarca sunu,
adak sana, tanr
ım!
Ama kalbim çatlayacak yaln
ızlıkta,
Hiç olmazsa bir
ayna ver bana, tanr
ım!

Formula 1 Monaco GP 2010

Çok keyifli bir yarış seyrettim.Bir o kadar da eğlendim..
Özeti budur bence..Sanırım hiç bir fotoğraf bütün bu demeye çalıştığımı bu kadar iyi anlatamaz.

Friday, May 14, 2010

Cuma Akşamı..iple çekiyorduk di mi vaktiyle...

Eskiden cuma diyince acayip bir gaza gelme durumu vardı..Şimdi kendime bakıyorumda ..neye bakıyorum olm.
Zaten ofisteyim, işlerimi toparlıyorum, gelecek hafta neler yapacağım, şirketteki işleri sırasına koymak için kafamı toplayıp yapacaklarımı sıralıyorum.
Ama ne özlemişim biliyo musun..Yorgunluğu, deli gibi çalışma ritmini, zırvalıycak kadar yorulmayı...
Şurda yaptığıma bak..saat olmuş sekiz buçuk rakamla 20:30..
Ne işim var benim şirkette demiyorum bakınız sevgili okuyucu..
Ama evde sanırım içeceğim..
Bana eşlik eden zaten Cure..Friday I'm in love..

Öğlen ofis içi keyif

İş çok, vakit yok..napcaz yani hiç mi keyif yapmıycaz ?
Yapcaz tabii.

Telefona sarıldık ve safran,krema soslu bonfile dilimli mantarlı tortellini sipariş ettim.
Şimdi bir yandan blog'a yazıyorum bir yandan iş yaparken arka planda Keith Jarrett'in Standarts in Norway albümünden en sevdiğim şarkı "Old Folks" u dinliyorum..

Demek ki keyif yapılabilirmiş birkaç 10 dakikalığına..kısa sürmek zorunda lakin...

Thursday, May 13, 2010

İçki, Kantar ve Topuzu . Üçü Bir arada

Hayatımın her döneminde bokunu çıkarma potansiyeline sahip olduğum vakitler olmuştur.
İşte size süprüüüüz..Yine hayırlı 3 aylara girdim..
Bu arada DarkSide'a girişimde hayırlı olsun..Haydi hop hop eller havaya..
Dün akşam sağlam içtim, aslında 2 çeşit içki içtim ama 4'er bardak :)
Akşam girişi 4 kadeh Sarafin Füme Sauvignon Blanc ile başladı, 4 kadeh bol buzlu Jack Daniels ile bitti.
Şimdi bu saatte bile daha yeni kendime geliyorum..Olsun bu da lazımdır..
Çok eğlendim..Bakalım arayanım çıkacak mı ;)

Topaz Restaurant / Gümüşsuyu deneyimi

Dün akşam bir okazyon ile Topaz Restaurant'a gittim..Gitmişkende boş durmayıp hem keyfime baktım hem de eğlenceli bir vakit geçirdim.

Gece iyi başladı, direk 1 kadeh füme sauvignon blanc içtim silkindim..Birinci kadehi bitirirken ikinci kadehi de istedim elbette..Birinci kadeh açılış gibi geldi ne yalan söyleyeyim.

Atıştırmalıklar da şahaneydi, küp şeklinde dilimlenmiş parmaggiano ve dilimlenmiş füme Prosciutto servisinden bolca lüplettim.
Etrafta biraz daha dolaşıp biraz daha keyiflenince üçüncü kadehi aldım, ikinci atıştırmalık turunda japon çorba kaşığı içinde sunumu yapılan zeytinyağlı ahtapot yedim, altında bezelye püresi vardı ve güzel kombinasyondu.
Turun devamında ufak atıştırmalıkların arasında füme balıklı kanepe, haşlanmış dana etli altı püreli lezzet topları, ve şu anda hatırlamadığım birkaç tane daha kanepe ve avuç içi mini hamburger yedim. Gerçekten hem porsiyon olarak hemde sunum olarak gayet güzellerdi.
Eh bu sırada 4'üncü kadehe geçtiğimi ve çok sevdiğim bir arkadaşımı gördüğümü belirteyim.
Eh insan sevdiği arkadaşı görünce tabii mevzu değişiyor ve daha eğlenmek için içkiyi Jack Daniels ile takas ettim.
Bol buzlu bourbon kendime getirdi..(kendisiyle tüm gece flörtleştim totalde 4 bardak da JD içtim)

www.topazistanbul.com

Bir gün...

Hep bu beynin serbest salınışından bunlar
Bir gün düştü aklıma
sonra da bu

bir rüya bir ümide yaslanıp yaralandık
tutunduk sevgilere düşe kalka
hep yol aldık
yenilme gel yenilme

belki de aldatıldık
belki dünya hiç dönmüyor

imkansız yanıldılar
ölüm yok ölünmüyor
imkansız ah imkansız

gel uçurtma bayramları var
haydi sevin de gel
ölümsüz özgür çocukluğuna
yeniden yol ver

haydi koş haydi gel
bir avuç sevinç al annenden
bana da biraz ver
öylesine öylesine yalnızız ki

şu koskocaman şehir ve biz bak ne olur
bari sen gel

Wednesday, May 12, 2010

Vodafone Mother's Day Parody / Irony in Istanbul, Turkey

I have recently seen a couple of photos taken from Vodafone Mother's day outdoor campaign in Istanbul.
It's like a joke actually, outdoors placed to Greek Graveyard in front of Istanbul's biggest shopping center called Cevahir.

Outdoor advert is full of roses to be picked up for your mother.You can see it clearly but as you can see in the picture it placed in front of graveyard...I'm still shocking...
It's a clever idea for instance but the application strategy is clearly absurd and disaster.
How can somebody made this silly mistake..Is this because reckless outdoor company ? or miserable media planning company ? or Vodefone's own fault ?
Photos taken from www.bigumigu.com

Samimiyet Skalası

Samimiyet benim için şudur..
Aynı bayram, seyran,yılbaşı falan filan tebriği gibi kişisel olmalıdır..
Gerisi hikaye..
E-Mail kadar mesafeliysen belki E-Mail alırsın..
SMS kadar aranda mesafe tutuyorsan belki SMS alırsın..
MSN kadar aranda mesafe tutuyorsan hiçbirşey alamazsın zaten kullanmıyorum.
Telefon kadar aranda mesafe tutuyorsan belki telefon alırsın.

Samimiyet için kişisel olarak dostumsan dost kalırsın bütün bu yukardakiler araçtır.
Dostluk karşılıklı samimiyet ve görüşme gerektirir bunun için mesai harcamaktan geçer.


Eğer bunları yapamıyorsan zaten dostum değilsin.
Arkadaş statün sabittir.
Dostluk kontenjanıma girmek karşılıklı mesai yapmaktan geçer.
Hayatıma artık insan katmıyorum, gerek var mı ?

Günün özlü sözü 1

Her kadın hayatının bir bölümünü Budist olarak yaşar... Çünkü mutlaka bir öküze tapmışlığı vardır..

Şahane bir söz..benimde bir dönemde öküzlüğüm mevcuttu ama tapan olmadıydı en azından.

Tuesday, May 11, 2010

Negatif Kalorili yiyecekler

Listesi dursun şurda, sonra tercüme ederim ve detay yazarım

Negative Calorie Vegetables
Asparagus
Beet Root
Broccoli
Cabbage
Carrot
Cauliflower
Celery
Chicory
Hot Chili
Cucumber
Garden cress
Garlic
Green Beans
Lettuce
Onion
Radish
Spinach
Turnip
Zucchini
Negative Calorie Fruits
Apple
Blueberries
Cantaloupe
Cranberry
Grapefruit
Honeydew
Lemon/Lime
Mango
Orange
Papaya
Peach
Pineapple
Raspberry
Strawberry
Tomato
Tangerine
Turnip
Watermelon

bunu okuyan bunu da okusun:

Otomatik Vites: Kahrol!!!!!

Benim güzel güzeli arı gibi sokup kaçan böcüğüme önce sağdan yedirdi bir adi Renault 9 kırmızı ışıkta geçilmez kuralını bilmeyen adi şöförü eşliğinde.
Cumartesi günü bir halk otobüsü, ezer geçerim ne olacak ki düsturu ile soldan yedirdi yavruma.

dolayısı ile beraber olduğumuz ilk günden beri yanımdan ayrılmayan canım yavrum, ümraniye'de bir serviste şimdi. Sağını solunu çekiştiriyorlar, 45.000 bakımını yapıyorlar, hafiften boyalar yiyor.
Yapayalnız oralarda ne yapıyor bilmiyorum, kendimi zor tutuyorum yanına gitmemek için. Dünyanın en güzel arabası olmayabilir, ama benim dert ortağım, sırdaşım, her şeyim.

Kaskoların güzelliği, artık bu tip durumlarda araçsız kalmamak. Sağ olsun benim kasko firması da hemen o gün bir aracı gönderdi. Beyaz 2009 model bir Hyundai. Eh iyi, bizimkisinin abisi dedim. ama içeri görünce gördüm ki bok abisi, prematüresi.
Kadın görünce otomatik yollayalım demişler arkadaşlar. 20 sene sol ayak kullanmış bünye nasıl tek ayak çalışmaya alışsın... alışamıyorum....
birde 1400 motor, ohhh suyundan da koy.
Gitmiyor arkadaşım bu araba, tepki vermiyor.
Kim demişse, otomatik şanzıman rahatlıktır diye, bok yemiş!!!!

Yok trafikte rahatım, yok sol bacağını al altına, yok camdan çıkar, aman da aman emniyetli sürüş...
Nerde emniyetli sürüş? Zaten 1,4 gitmiyor, bu hali ile ancak geçin beni arkadaşım, benden ümit yok diyorsunuz. sol şeridi unutacağım zati, hangi sol şerit, minimum hız limitlerini karşılamıyor adi yaratık.

Çocuğum servisten bir çıksın, her yerini ayrı öpeceğim....

Little Big Planet 2: not just a platform game but "a platform for games"






alemin kıralı geliyooooooöööooooorr ...geliyooooor... geliii-yoooo-o ooorrr
Kurabiye canavarımsı bir tip bile var ayol...

Oyun sadece kendi bölümlerimizi geliştirmekten ibaret olmayacak, ayrıca farklı türlerde oyunlara kendimiz şekil verebileceğiz. Yani LBP 2'yi istersek bir yarış oyununa, bir puzzle türüne veya daha farklı türlere çevirebileceğiz.

Nasıl geliyor kulağa?

Gelişi Aralık 2010 veya 2011 diye bekleniyor, ellerim çok feci kaşınıyor, geç zaman geçççççççç
Oyunda story bölümünde yine dünyayı dolaşmayacağız, bu sefer buluş dönemlerini inceleyeceğiz ilk bilgilere göre. Davinci's Hideout ilk bölüm olacakmış.
"looking at periods of history where creativity was on fire."

"Our goal is to melt all of your brains,"

adamlar ne desin daha ki?

Mayıs ayı takıntım - Bent -Leavin Me

Bu ay başından beri Bent'e takılmış vaziyetteyim, albümlerin arasında geziniyorum çok da ruh halime uyuyor.
Şarkımız bir başka country şarkısından arak ve disco tarzı ama ne tarz..çok güzel..
Sözleri ise yine şarkının o kısmından arak (bunların hiç biri arak değil sadece sample kullanılmış)

I can't believe that you're honestly thinking of leaving me
Cause I thought that leaving really wasn't even on your mind
I'm drowning in tears drowning constantly nearer to misery

hakkaten leziz..gelde yeme..