Friday, August 6, 2010

Kimdim ben sahi? 2

bu döndü durdu yazarken

Sahtenin anlasilmasinin guc oldugu tek sey iliskilerdir, sevgili gibi durulur, kari-koca gibi yapilir, ne hos bir cift diye bakilir...
Arada suskunluklar-kopukluklar-kimsenin anlayamadigi irakliklar vardir...
Ama onu yazmak benim ustume vazife degil tabii... Yasayanin kendi bilecegi istir...

Dün dedim ya, ben iyi eş, iyi sevgili olamadım hiç diye...
Önce biraz düşündüm, yok be belki şanssızlıktır dedim. Ama şansızlıklar bir kaç kez olur, süre gelen durumlar sizde hata olduğunu gösterir.

Bu yaşa gelip hala çözemediğim tek şey bu sanırım :)
Çözecek zekam da yok galiba, o yüzden salıyorum çayıra bu durumu.

Beraber ölürüz biz bu adamla diye düşündüğüm günü hatırlıyorum, doğum günümdü, bir önceki doğum günümde yaşadıklarımın aksine sarılıp sarmalanmıştım, iliklerime kadar oh be seviliyorum ve çok seviyorum diyordum. Mumu üflerken tek dileğim ölene dek yan yana olalımdı.

Senelerce her şeyimi kedi boku gibi saklayan ben, ne çok şeyi söylüyorum bu aralar. Eskiden konuşmazdım çünkü hem yaramı göstermeyi zayıflık sayardım, hem kimseyi sıkmak istemezdim, hem de kimseye koz vermemek için dikkatli olurdum. Kırılacak bir şey kalmayınca çenesi düşüyormuş insanın, gücün sınırlarını bilince insan sınırsızlaşıyormuş. Ne kimin beni nasıl değerlendirdiği önemli artık, ne de küçümsemeler. Korkunun bittiği an, hiç bir şey kalmıyor geride. Ne çıplaklık sorun oluyor, ne kalkansızlık.

Şubat'tan beri değişti her şey. Bir sürü bahane buldum idare edecek. Sorulara cevap alamadım, konuşuldu, konuşulmadı değil. Gerçeği duyduğunuzda iliklerinize kadar hissedersiniz. Acaba şu da mı var diye düşünmenize bile gerek kalmaz. Sadece kabul dersiniz, üzülürsünüz, ağlarsınız, ama neden diye düşünemezsiniz. En fazla keşke şunu da yapsaydım yada şunu yapmasaydım keşkeler geçer aklınızdan.

Ben şu an nedenler arıyorum. Yaş farkı? Önceden evli olmak? Geçmiş? Çocuk istemiş olmak? Fazla mı konuştum? Az mı konuştum? Acaba başkasını mı seviyordu? Acaba hiç mi sevmedi? Çok mu yük oldum? Az şey mi istedim? Az mı verdim kendimi? Çok mu verdim kendimi?

Bunları yazarken kendime acıdığımı sanmayın. Ya da kendimi tükettiğimi. sistemimden atmam gerekiyor bunları, aklımda dönüp durmamalılar. 28 yaşında değilim artık. 35 bile değilim, yolun yarısını geçeli oldu epey. Bu yüklerle devam edemem artık. Taşıyamam her şeyi üzerimde. gücümü başka şeylere kullanmam gerekiyor. Çarşamba günü olduğu gibi manikür yaptırırken bayılamam mesela bir daha, ya da gece yarıları yükselen tansiyonlarla uyanamam.

Sorulardan en çok kafama takılanı acaba çocuk istediğim için mi gitti oldu.
Evet onunla bir çocuğumuz olsun çok istedim ve istediğimi söyledim. Bugünlerin geleceğini bilsem, yine söylerdim. Çünkü bizim yapmamızın çok doğru olduğunu hala düşünüyorum. Ben bunu hiç istemiyorum deseydi, sadece peki derdim, çünkü çocuğu istediğim kadar bu adamı sevdim ben. Onunla her türlü yaşam benim için güzeldi.

Pişman mıyım?
Değilim aslında. Sadece ilk işaretleri gördüğümde edebimle allahaısmarladık desem belki daha iyi olurdu.

Mesela aynı evde yaşadığın adam, anne ve babası ziyarete geldiğinde aman evde olma eşyalarını kaldır dediğinde, onların seni görmesini istemediğinde.
Mesela artık yatakta değil, sadece salonda yatmaya başladığında.
Mesela seni dinlemediğini gözlerinde gördüğünde.
Mesela gitmek için plan yaptığınız tatili hiç ağzına almamaya başladığında ve vakit geçince de beni takip etmemekle suçladığında.
Mesela babalar gününde benimle babama gelmesini istediğimde, bana emri vaki yapıyorsun diye sesini yükselttiğinde.
Mesela 1,5 senedir aynı evde yaşarken eve tek bir arkadaşını bile çağırmamasının nedenini kendi kendime bulmaya çalıştığımda.
Mesela çok çalışmanın, çok seyahat etmenin her şeyin cevabı olmadığını bildiğim halde soru sormaya korktuğumda.
Mesela daha Haziran'da adım sevgili olarak geçerken, haziranın sonuna doğru co-sahip demesi
Mesela seni özledim diye sarıldığında bulduğum taş
Mesela wall'ı bana kapanan bir facebook...

Kendime korkmadan, bir çırpıda söylemem gerekenler var.

Ben bu adamca bir ilişkide olması gerektiği gibi sevilmemişim.
Bu adam beni hiç bir zaman yanına uygun görmemiş.
Bu adam benimle hiç gurur duymamış.

Bunlar benim alışmam gereken gerçekler. Evet can acıtıyor, evet zor, evet onur kırıcı; ama olmuş bitmiş artık. Ben çok sevdim diye beni çok sevmesi gerekmez ki. bu durum için onu suçlayamam ki. Kimsenin suçlamasını da istemem.
Benim sevme özgürlüğüm kadar, onun da var.

Bunları yüksek sesle söylemek, kendime acımak değil, kendimi acındırmak değil, akla gelebilecek hiç bir şey değil.
Sadece kabul etmek. Sadece varlıklarını inkar etmemek. Gerçeklerden kaçmamak. Korkmamak. Kabule geçmek. Hazmetmek. Yaranın kabuk bağlamasına izin vermek.

Kimdim ben sahi diye sormuştum ya kendime. Ben doğduğu andan itibaren çok sevilen, babasının göbeği üzerinde otururken hiç bir şeyin bana zarar veremeyeceğine inanandım.
Evet ben bir kadının yaşaması gerekenden çok fazlasını yaşadım.
Evet bana yara veren çok şey oldu.
Evet ben bazen ölmek istedim.
Evet ben her koşulda ayakta kaldım.

İnandıklarım belki şu an çok daha az, güvendiklerim daha da az. Ama bu doğrulma dönemi. Yumuşa yere alınan darbe insanı bir an iki büklüm ediyor. Bir an bir daha doğrulamam sanıyor insan. Ama kalkıyorsun, doğrulurken başta biraz acı duyuyorsun ama geçiyor hepsi.

Son olaylardan öğrendiğim, benim sevilmek ya da hayatı paylaşmak gibi hayallere dalamayacağım. Nasip... İnatçı keçide olsam nerede durmam gerektiğini bilebilmeliyim. Akıllı olmanın bir ölçüsü sınırlarını bilmektir. Madem akıllı kadın olduğuma inanıyorum, o halde ona göre davranmalıyım.

Sevgili kuluyum tanrının, bana her şeyi öğütebileceğim, sırtımı yaslayabileceğim bir işi zembille indirdi bana. Hiç umudum yokken hemde.
Sahip olunanlarla mutlu olmayı beceren akıllıdır.

Kimdim ben sahi? Akıllı kadındım.

Suçu atmaya kalksam başkasına, aha ben de aşağıdaki türküyü yakardım :))
diyar diyar göçmez idim
vefasız yar senden oldu
ben bu kadar içmez idim
senden oldu senden oldu
hayırsız yar senden oldu

havaya baktım ayazlık
etme zalim bana yazık
saçımdaki şu beyazlık
senden oldu senden oldu
hayırsız yar senden oldu

bundan sonra halin sormam
keramet etsen inanmam
benim gurbet kuşu olmam
senden oldu senden oldu
hayırsız yar senden oldu

akar gözyaşım durmazdı
yar gelip halim sormazdı
kızıltuğ aşık olmazdı
senden oldu senden oldu
hayırsız yar senden oldu

2 comments:

  1. Sondan geriye doğru okuyorum ya, tahmin ettiğim gibi mi derken bununla tamamladım.
    Bitmesi de başlaması kadar doğal gözükünce her şey daha kolay sanki. Zamanı dolmuş kişi ve ilişkilere bir şey yapamıyor değil mi insan?
    Yapmamalı da zaten..
    Çok iyi anlıyorum seni.
    Hissettiklerini,
    Hissedemediklerini..
    Şanslıyız biliyor musun?
    Hem kadın, hem keçi hem de ruh olgunu olduğumuz için! ;)
    Nasılda kategorize ettim bir anda ama!!! Nasılda bizden yana hayat! :)
    E.

    ReplyDelete
  2. Keşke zamanı dolsa idi, hiç birimize zor olmazdı o zaman :) oh be kurtulduk derdik :)
    konuştuk ya çok şükür, her şey açık. sorular bitti. dostluk, sevgi korundu ya, daha iyisi yok.

    ReplyDelete