Sunday, September 19, 2010

Bitenler, Kalanlar 2

O tatlı hemşire ile bir tatlı kızcağız daha, beni sabunlu sularla silip temizlediler, kendi geceliğimi giydirdiler. Tuvalete gitmem lazım isteğime biz sürgü getirelim deyince, tamam ben tutarım biraz daha diye cevap verince çok güldüler. Dediklerine göre o gece yataktan kalkamazmışım :) bilmiyorlar tabii beni :) Temizlenip rahatlayınca galiba biraz daha uyudum, gözümü açtığımda yemek getirmişlerdi, sanırım yediğim en lezzetli yemeklerden biri idi. Önce tiramisuyu seçti gözüm, onu silip süpürdüm :) sonra bulgur pilavı ve et, yanında cacık. Baktım ortalıkta kimse yok, dedim ben kalkarım, azıcık iki kat olsam da önce yatakta doğruldum, sonra baktım başım dönmüyor, bir ayakta durma denemesi, o da ok. İstikamet tuvalet, yatağa geri döndüğümde büyük bir iş başarmış gibi gururluydum.
Az daha uyudum, 10 gibi baktım kardeşle adam gelmiş. Adama 50 kez tembih etmiştim gelme diye, patavatsız bir laf etme ihtimali öylesine yüksek ki, hiç risk almak istememiştim. Geldi öptü, gidip doktorla telefonda konuşmuş, bir şeye ihtiyacınız var mı deyip her hangi bir vukuat olmadan gitti.
Dedim bunu atlattı isem yürürüm ben :) Kardeşin tüm itirazlarına karşın, koridorda bir iki tur attım. Koridorda düzgün geçince dedim aşağı inip hava alalım. Hemşirelerin çığlıklarına karşın indim aşağıya, temiz hava iyi geldi. bir kahve aldım aşağıdan döndüm odaya. 3e kadar uyumuşum. 3te yine bir ağrı kesici ve gaz iğnesi. Gazın iğne ile değil, hareketle çıkacağını bilecek kadar tecrübeli olunca, giydim üzerime sabahlığı çıktım yine koridora. Kesmedi oradaki voltalar, indim tekrar aşağı. Hastahanenin çok güzel bir cafesi vardı. Oturdum orada bir latte içtim. Canım sigara istedi sonra, arabaya gittim, bir sigara aldım, kahvenin kalanı ile çok keyifli geldi.
Sabah 7ye kadar deliksiz uymuşum, kahvaltının gelmesi ile açtım gözümü.
İğneye ve yürüyüşlere rağmen, karnım gazdan gayet 6 aylık hamile görünümüne bürünse de, acım olmadı çok şükür, ancak bu sabah indi diyebilirim karnım için.
Dün sabah doktor ile uzun uzun konuştuk, bundan sonra yapılacaklar, tedavi süreci, sonrası...
100% atlatacağımıza dair verdiği garanti içimi rahatlattı. Ameliyat filmini artık cd halinde elinize veriyorlar, tüm içimi biliyorum artık :) bir kez de beraber seyrettik doktorla, olan biteni bir de film üzerinden konuştuk.
Sadece iyi zamanlama yaptığımı biliyorum şu an, eğer salı günü adamın iğne teklifine hayır deseydim bugün burada yoktum, ameliyata cumartesi için ok deseydim yine burada yoktum. Şanslıymışım ki herhangi bir organı zayi etmeden kurtardık.

Hastahane çıkışı o 2 kat halimle ilk önce kuaföre gittim, önce saçlar ve eller tekrar sekle şemale sokuldu, bir de ellerim şişlikten hareket edemiyordu, rica ettim bana bir kalem çekip bir rimel sürdüler. Aynada o ölü suratı görmeye tahammülüm yok zira.
Eve geldim, salonda yatacağım yeri hazırladım, uyukladım biraz.
Uyanınca annemin yolladığı yemekleri ısıtıp yedim.
doktorun sırtına bıçak gibi ağrılar girerse bana alo diyeceksin demesi kulağımda çınlarken, baktım, geldi o ağrı. Aradım hemen. Eve hemen bir hemşire yolladılar, yedim iğneyi, rahatladım. yine uyku.
Uyu uyan geçiyor gün, yarın bir sürü toplantı, gün epey geç bitecek.
Şimdi dinlenip kendimi yarına hazırlıyorum, arada yine ameliyat cd'sini izleyip duruyorum.
Üzüldüğüm, kafama taktığım her şeye birer okkalı küfür savurup, düşünmemeye çalışıyorum.

Daha uzun yol var önümde, ama bende bu tatlı doktor oldukça, ben sallarım yeniden bu dünyayı, biliyorum :)

4 comments:

  1. Eferim sie :))
    Büyük geçmiş olsun.

    ReplyDelete
  2. Gecenin köründe atom karıncalık yaptın demek :) hadi bakim bu geride kaldı.devam...

    ReplyDelete
  3. dua edin size acıdım
    filmi yükleyebilirdim :)

    ReplyDelete
  4. eheheeh yüklerdin ve blog da kendini imha ederdi ;)

    ReplyDelete