Monday, April 2, 2012

bir aksam yemeği - ayvalık

Şimdi önce anlaşalım, nerede yediğimizi kafamı kesseniz söylemem, zira buranın bozulma ihtimalini bile düşünmek tüylerimi diken diken ediyor. sadece şunu düşünün: denizin kenarında, sigara allowed ve ortada zerre duman yok, servis güler yüzlü, meze dediğin şeyin ucu bucağı yok ve hiç biri birbirinin tekrarı değil, lezzeti bozuk en ufak bir şey yok, etrafta rahatsız edecek en ufak bir şey yok, garsonlar bilgili, istanbul'da görülmeyecek kadar geniş bir şarap seçeneği var. Ve tüm bu güzelliklere komik ötesi bir ücret alınıyor. Derinden türk sanat müziği geliyor. Size kalan tek şey, güzel bir sohbet, kadehleri tokuşturmak ve de tadını çıkarmak.

ikram ettikleri kuzu kulağı (göbeği) mantarına gelince: bugun itibarı ile tanışacağım, bu mantarı bilen ve seven ilk talihli ile evlenip, ömrümü kendisini mutlu etmeye vakfedeceğim, üzerine boy ön şartı da aramayacağım.

11 tek adet geçti bu boğazdan, ve aklıma gelen her şeyden daha güzel... ve aklıma gelen her şey, bu meretin verdiği keyfi veremez. aşığım, ötesi yok

fava yapıyorum diyen garibanlar için sayfa sayfa laflar hazırladım.

tarator... ya tarator... bildiğiniz beyaz ceviz, dövülmüş, tam ayarında bırakılmış, rondolara kurban edilmemiş

kalamar: hiç bir parçası ziyan olmamış, pamuk gibi, zerre yağ yok

ahtapot ızgara: ahtapot diye yedirilen lastiklere inat, bir bıçak darbesi yetiyor, ağızda başka dağılıyor

ve kelle peyniri... bilmeyin ve yemeyin arkadaşlar, hepsi benim olsun










2 comments:

  1. Yemek takımlarını not aldım, kapı kapı gezip bulacağım :)

    ReplyDelete
  2. efenim yörük
    sizin de bildiğiniz yer :)

    ReplyDelete