Tuesday, August 3, 2010

İletişim deyince

Elixir Bey iletişim deyince çağrıştı tabii.

Ne kadar salağı oynamaya çalışsam, dün dündür desem de ben bu binaya uyum sağlayamadım. Önceleri dinledim, sonra hadi bir gayret biraz konuşayım dedim. Konuştukça ya da konuşmaya çalıştıkça sadece sıkıldım ve daraldım. Nankörlük etmemek adına susup otursam bile, içim huzursuz.

Bakalım yarın neyi değiştirecek? Yakın dönemlerde, benzer sıralardan geçtiğim kızlar topluluğu belki biraz daha normalleştirecek beni. Tüm gün konuşmadan geçmeyecek. Gerçekten yapacak iş olacak, kumaşlar ellenecek, aksesuarla savaşılacak, üreticilerle boğaz boğaza gelinecek, bol bol dosyalama, bol bol yetiştirme telaşı. Eve yorgun dönmenin güzelliği... Öğlenleri Uruk Bey ve Elixir Bey ile yapılabilecek mini kaçamaklar, dedikodular...

Şu bina içindeki halime bakıyorum, tek sorun iletişimsizlik mi diye düşündüm şimdi. Belki yabancılaşma daha iyi tarif eder durumu. Ben bu binadaki mini toplumsal yapıyı/kültürü anlamlandıramadığım gibi, kendimi her hangi bir yerine monte edemiyorum bir türlü. Yemek yemelerinden, okumamalarına, dar bakıştan, ötekileştirmeye dek hiç bir yerinden tutamadığım upuzun bir ip sanki.

Yeni gün, yeni umut...


1 comment:

  1. Çok çok iyi anladım seni.
    Bu arada ne iş yapıyorsun Seden?
    E.

    ReplyDelete