Thursday, October 1, 2009

All About...

Hepsi krem bakarken geldi aklıma, all about eyes.
Kalktım aynaya gittim, başımda hala aynı çatlatan ağrı.
Gözlerime saplanan mızraklar, kafamın içini kemiren ağrı.

Aynada baktım dikkatlice, bir kaç kez gözlerime bakışım çok aklıma yer etmiştir.

Birinde ne kadar mutlu olduğumu görmüştüm
Birinde gözümdeki ferin ne kadar söndüğünü
Birinde o ışığın yine yandığını
Birinde ağlarken gözümün masumluğunu, ki son ağlayışlarımdan biridir
Birinde tüm yaşananların ağırlığını
Birinde ümitsizliği
Birinde özlemeyi

Bu gece karışıktı, özlem, huzur, ümit...
Gözlerim hiç saklamadı içimden geçeni, istediğim kadar poker face yapayım, saklanmak istediğimde göz temasından kaçarım; aksi halde açık kitabım... Okuma bilmeye bile gerek yok bu kitabı. Apaçık işte...

Etrafındaki çizgiler uzun zamandır aynı, evet krem desteği, maskeler, nemler gerekiyor artık ama sevindiğim içinin beslenmesi. Gözün içine ne tıp ne kozmetik henüz çare bulamadı. Besini farklı...

Ne yazık o besini kaybedenlere... bir kez o kaynağı kuruttunuz mu ancak ölüm paklıyor sizi. ölümü beklemek, düşlemek dışında bir şey kalmıyor. Ne yazık, ne acı...


1 comment:

  1. göz de bildiğin doku, hücre vs. aslında... ama o dediğin ışık... işte her organdan ayırıyor gözü... hücresel olmayan...

    düşün ki gözle görülebilen ama mikroskopla görülemeyen... çok şey anlatmış bu gece. ne güzel :) o susuşları yok mu? küsüşleri? kurumadı henüz ama, çok direkten döndü be seden...

    ReplyDelete