Thursday, October 8, 2009

Zaman? Dedim... Dedi mi?

Derdim:

Dağları aşamama durumu... Gün geçerken, atrık ucundan yakalayamama... Ve hızla akmalar. Aralarda, nefes almak için başımı suyun üzerine çıkarıyorum. Sonra, o sıkışıklıkta derin bir nefes alayım derken; bir yandan oksijen, bir yandan iki hidrojene bulanmış bir başka oksijen aynı anda giriyor nefes boruma... Suyun altında öksürüyorum, kimse duymuyor.

Dedim:
Bre ne menem bir yazgıdır; tam ucuna erişmişken hep elimin altından kayan bir zamanın peşinde koşmak...

Dedi:
Zaman dediğin ne ki? Sen koşmasan, belki akmayacak?

Dedim:
Yanlışın yok mu? Dursam durmayacak bir meretin içinde deli gibi dövünüyorum ben.

Dedi:
Dursan, durmuş olacak. Zaman, senin çevrende akıyor. Arkana yaslan ve dönmesini izle. Zira sen durunca, zaten senin çevrende dönüyor. Ama akmıyor.

Dedim:
Sen nereden bileceksin ki?

Dedi:
Ben zamanım.

Belki doğrusun, belki dursam çözüleceksin. Belki ben hızlı koştum, görmedim seni... Derdim... Doğru olsaydın.

2 comments:

  1. önden acilen dağları deldim tek başımayı attırıp, banalliğimi atayım üzerimden

    ah o koşma hali yok mu? durup bakmak için kendimize izin vermeyişimiz.
    uçları elimize alıyoruz sanır iken, aman allahım bu da ne elimde!!! nerden çıktı??!!??

    halbuki ben durayım o dönsün, ben durayım o geçsin, ben durayım o aksın
    ne olur? geç kalayım...
    1 kez yahu
    sen de geç kal

    ReplyDelete
  2. form ye formda kal da var
    (walla bugs bunny kovaladı, ondan hep bunlar)

    ReplyDelete