Tuesday, February 7, 2012

Leon




Bir filmi 3 kere izliyorsan, o filme dair bir şeyler ya çok ters ya da çok düz gidiyor demektir. Ya inat etmişsindir anlamak için ve ilk ikisinde kavrayamamışsındır ya da çok sevmişsindir ve arada yad ediyorsundur. Benimki aslında ikisi birden… Filmi çok sevdim ama neden sevdiğimi tam olarak kavrayabilmiş değilim.

Bir yandan Jean Reno’nun sinemada Gene Kelly izlerkenki yüz ifadesine takılıp kalıyorum, bir yandan o bitkiye verdiği değere ve sakınmaya… Mathilda’nın (Natalie Portman) ailesini öldüren adamların önünden geçip Leon’un kapısındaki yalvarışını unutamıyorum bir yandan ve bir yandan da o kapı açıldığında kızın yüzüne vuran gün ışığını yorumlayış biçimi için Luc Besson’a hayranlığım artıyor her seferinde…

Öte yandan 12 yaşında bir kızın Leon’a aşık olmasını anlıyorum da Leon’un aşkını bir türlü kafamda şekillendiremiyorum. Koyamıyorum bir yere…

Filmin gerisi zaten ustaca işlenmiş ve abartısız bir aksiyondan başka bir şey değil. Lakin böyle bir “sevgi” filminin kan revan içinde geçmesi de bir o kadar etkiliyor beni galiba…

Dedim ya… Çok sevip de kavrayamamak böyle bir şey sanırım. Benzer şekillerini farklı olaylarda yaşıyorum bir süredir, farklı farklı repliklerde…

“Biz takılıyoruz sadece…”
“Sen çok başkasın ama ben o büyükbaşı unutamıyorum”

Yine de kavranmamak, kavrayamamaktan daha karizmatik, kabul etmem lazım. İnsana “Poyraz eşliğinde iskele üstü paltolu adam” profili çiziyor.

Son cümlenin ardından lütfen koro halde: “hahahahahahahahaaha”

5 comments:

  1. unutulamayan büyükbaşlar kategorisi :)
    uhuhuuuuuu çok oynadım ben o filmde, sonra bir an, üst üste bir kaç minicik şey oluyor, bir bakıyorsun ki lannnnn gitmiş ki, sen tek kale maçtasın, aslında aklında bile değil. saçmalamalarının bile sebebi değil aslında. keşke insan dönülmez akşamın ufuklarından önce görse tabii, bazen geç olur...

    aşk sanılan o kadar çok şey aslında aşk değil ki
    bazen acıma, bazen kardeş sevgisi, bazen zaaf, bazen tutunma ihtiyacı
    o yüzden biz dışarıdan baktığımızda isimlendiremiyoruz/anlamlandıramıyoruz sanırım

    ReplyDelete
  2. Sebebi ne olursa olsun, yakaları kaldırılmış uzun palto bana yakışıyor. Tamam daha bodur görünüyorum ama yakışıyor yani... Atkı arayışı benimki daha çok... Konsepti tamamlama isteği...

    ReplyDelete
  3. atkı dedin mi italian street fashion baby...
    her ruh haline göre bir stil var :)

    ReplyDelete
  4. bak ben palto giyemiyorum mesela artık
    uzunu kısası fark etmiyor...

    ReplyDelete