Friday, September 25, 2009

Yapaylık, Tavuk ve Yumurta

Doğal çevremizde olmayan ve insan tarafından yaratılan her şeye yapay diyebiliriz. İşin içine insan girdiğinde ve insanı “insanlar” olarak genişlettiğinizde, elde edilen toplum da bu yapaylıktan nasibini alıyor. Yapay; iki anlamı ile sürekli içimizde aslında… İlk anlamı “samimi, içten olmayan”… Diğeri de işte ilk cümledeki gibi, ağırlıkla bilim adamları ve mucitleri de içeren; keşfetme ve yaratma ile karşımıza çıkanlar…

İlk anlamına bir göz atalım: Bugün sürekli iletişimde olduğumuz çevremize, olabildiğince dışarıdan ve tarafsızca bakabilirsek neler görürüz? Yapay gülümsemeler, yapay nezaket gösterileri, yapay onaylamalar, yapay “ben senin yanındayımlar”, yapay sevgiler ve mutluluk tabloları…

Peki gördüğünüz hangi öfke, hangi kıskançlık, hırs, bencillik ya da hangi aldatma, yarı yolda bırakma, arkadan iş çevirme, sırttan vurma ve düşmanlık yapay?

İçimizde erdem dediğimiz her şey yapay mı? Doğal olan, kendimize sakladığımız kötü yönlerimiz mi? Kaza yapan iki sürücünün birbirleri ile kavga etmeleri mi yoksa birbirlerine geçmiş olsun demeleri mi daha doğal geliyor?

Gelelim ikinci anlamına… İşte insanoğlu; bu yukarıdaki “buluttan nem kapan” yapısıyla neler neler yaşamadı ki… Savaşlar, ihanetler, hatta işte keşifler ve icatlar…

Şüphecilik, bilim adamlarının olmazsa olmazı… Ancak ince bir çizgi var şüphecilik ile paranoya arasında… Yüzyıllarca, bilimle uğraşan adamlar az çekmedi “deli” etiketlerinden. Kimileri yakıldı, idam edildi ya da dışlandı. Dünyanın güneş etrafında döndüğünü ilk söyleyen; M.Ö yaşamış Yunan matematikçi Pisagor’du ama aynı teoriyi Ortaçağ’ın sonlarına doğru ortaya atan Galileo’nun başına gelmeyen kalmadı. Demek ki zamanlama çok önemli…

Aynı şekilde Galileo da Nostradamus da yıldızlara baktılar. Biri pozitif bilimle, diğeri kehanetle ilgilendiğinden olsa gerek, Nostradamus el üstünde tutuldu. Kaldı ki kendisi de Fransa’da saray doktorluğu yapmış adamdı. Demek ki aynı şeye baksanız bile, çıkardığınız ve sunduğunuz sonuç farklıysa, göreceğiniz muamele de farklı olabiliyor.

Bugün bilim inanılmaz bir hızla ilerliyor. Bilim adamları da saygınlıklarını kazandı. Demek ki değişim de insana özgü, kabullenmek de… Sonuçta kesin olan, doğrunun zamanla ortaya çıktığı… Kesin olmayansa ne zaman ortaya çıkacağı…

Yumurtanın tavuktan, tavuğun da yumurtadan çıktığı kesin aslında ama bakış açıları demiştik ya hani… İşte bazen yumurtadan horoz da çıkabiliyor. Kimileri yumurtladıkları için el üstünde tutuluyor, kimileri de erken öttüğü için kesiliveriyor.

Toparlayacak olursak; insanoğlu çevresini her iki anlamı ile yapaylık kavramından beslenerek örüyor. Aradaki çatlaklar; doğal olmaya karar verdiğinde, keskin sirkeleşmesinden kaynaklanıyor. Demek ki ne ka yapay, o ka insan!... Bu mudur?

15 comments:

  1. bu değildir
    hatta bu kaçılasıdır

    mesela ben kaçtım...

    ReplyDelete
  2. velkam velkam..
    Yapay insan çok var.
    Esas sıkıntı yapay görünmeyip yapay tanrılık yapanlar..yani yapayın kitabını yazanlar..onları farketmek çok zor..

    ReplyDelete
  3. yapay ruh halleri var adamların
    daha ne olsun
    yapay sevinç, yapay kızgınlık ve dahi yapay kızışmışlık

    ReplyDelete
  4. @ elixir
    yapayın kitabını yazanları cidden farkedemiyor insan. adeta normalleri olmuş bu. doğalları olmuş.

    @ seden

    ben hala umutluyum. :P

    ReplyDelete
  5. UMUT VAKTİNDEN VE AKLINDAN ÇALMAYA BAŞLADIĞI AN ZARARLIDIR

    Aha da kocaman yazdım
    1 güzellik için 800 vasat çekilemiyor
    Belki ben çok sabırsız ve asosyalim
    Bu da mümkün

    ReplyDelete
  6. he bir de hayırlı olsun urukçum :)

    ReplyDelete
  7. Bu arada insan tarafindan yaratilan bu suni/yapayligi fazla genellemissin genc..yok boyle bir genelleme bu arada..Sana leonardo hapindan (kirmizi) cok icme dedim kac kere..inat ettin surekli..olmadi..

    ReplyDelete
  8. GDO'da böyle bir şey işte deyip ekremi delirtmeye başlayabilirim

    ReplyDelete
  9. tırların arasında
    mobil delvac gömleğini giydi bugün

    ReplyDelete
  10. Zavalli ekrem...
    recaizade hesaaabi

    ReplyDelete
  11. @ elixir:
    abartılı bir genelleme yok bence... hangi kızgınlığın ya da öfken "yapay" oldu ki bugüne dek? ya da kaç tanesi?

    ReplyDelete
  12. @URUK
    yok be olm öfkelerimin, kizginligimin yapaylikla alakasi yok.
    zaten benim anlatmaya calistigim da bu..
    yapaylik bambaska bi olgu..senin kurmaya calistigin paralellik pek bi alakasiz..yaziyi okuyunca iliskilendiriyoruz ama diil yani..

    ReplyDelete
  13. günaydın el ixir :) Bak bu içimden geldi. :))

    bugün hiç içinden gelmediği halde günaydın dediğin bir kişi bile yok mu yahu? Benim ofiste kafadan 3 kişi var misal...

    ReplyDelete
  14. ben mecburen mesela 1 erkek, 6 kadına günaydın dedim
    severek mi yaptım? hayır
    social terbiye sadece

    ReplyDelete