Monday, April 26, 2010

Little Big Planet

Pek sayın, sevgili, hatırşinaz Kelem Efendi ile beraber yaşayalı beri, çok şey değişti.
Ben ki ne bilgisayar oyunu, ne atari, ne wii ile baştan çıkarılabilmişim, bu kötü çocuk playstation hadisesine Little Big Planet ile bulaştım. Hatta sanırım biraz bağımlı oldum çok lazımmış gibi...

Nedir bu Little big Planet?
Platform türü bir oyun. İlk bakışta çocuk oyunu şekerim bu, mario gibi atlıyorsun zıplıyorsun topluyorsun puzzle yapıyorsun aha da bu diyor ve aynen yanılıyorsunuz.
Önce bir sack boy/girl'ünüz var. Kendisi oyun başında gayet çuval görünümlü.



Oyunumuz süresince toplayacağınız ıvır zıvırlar ile kendisini gayet süslü püslü hale getirebiliyorsunuz, such as:



Oyunumuzu tek başınıza oynayabileceğiniz gibi, eve çağırdığınız arkadaşlarınızla 2 ya da üstü kişi ile veya online bağlanarak başkaları ile oynayabilirsiniz. Ki oynayınız, eğlencenin dibine vurulduğu anlar bu anlar. Birbirini tutmalar, itmeler, engellemeler derken vakit su gibi, kavgalar ve kahkahalar biçim biçim.
Bir de oyunda bazı bölümler 2 ve üstü player ile oynanabiliyor, ve orada saklı objectler var. bu objectler için extra kafa olmaz ise olmaz.

Oyunumuz bölüm bölüm ilerliyor:
ilk açtığınızda karşınızda 3 opsiyon var: ya oyuna başlarsınız, ya online bağlantı ile diğer kullanıcıların hazırladıkları oyunu oynarsınız ya da kendi oyununuzu yaratırsınız. 1 ve 3 nolu opsiyonlar oyunda size bir endless durum yaratıyor, bıkmıyor, bıkamıyorsunuz. ama oyunun yenisi yine de çıksın!!!!

Oynayacağınız ilk bölüm The Gardens.

En lay lay cocuk oyunu la bu akşama biter bu oyun diyeceğiniz yer. Bölge olarak Avrupa'da geçiyor diyelim.
Sonra The Savannah, olay afrikada geçiyor, ateşler bizonlar filan derken yavaş yavaş olaya kaptırıyorsunuz kendinizi.
Bunu da mı geçtiniz? süper, şimdi güney afrikaya gidebiliriz, Frida'nın düğünü var, an be an delirtse de sizi düğün aksilikleri kapıldınız LBP rüzgarına artık, geri dönüş yok.
Ardından Mexica'ya uzanacaksınız, The Canyons. Sheriff Zapata'ya saydıracağınız anlar gelecek ama bir kaç oynamada işlem tamam olacak.
Geçtiniz Metropolis'e, artık Kuzey Amerika'dasınız. Araba yarışlarımız başlamıştır.
Bitirdiğiniz an yolunuz düşecek Japonya'ya: The Islands. O beyaz uyuz zerzevatları düz yürüyerek geçeceğinizi benim gibi geç fark edersiniz, az bi kastırır, 10 üzerinden 5,5 diyelim.
Hindistan'a uğramadan olmaz tabii, görsel olarak pek neşeli bir bölüm bu.







Benim gibi acemi değilseniz ilk oynayışta bölümü geçme ihtimaliniz yüksek. Arada geri dönüp oynadığımda burada mı takıldım ben yahu diyorum şunun şurası 1 aylık geçmişim ile.
O da ne? son bölümde misiniz yoksa???? Ne çabuk değil mi?
Ne dediniz? 2 güne biter mi oyun?
Ahahahahahah en eğlendiğim an bu an
The Wilderness. Adını boşa koymamışlar... İlk oyunu o gün halledersiniz, ama ikinci oyun için sabır sınırlarınız çokkkkkkk zorlanacak. Yardıma ihtiyacınız olursa el edin, online oynar size kıyak yaparız ücret mukabili meheheheheheheh
Beleşe yok!!!!! Bunker ananızı ağlatacak, sorry guys



en sonunda oyun boyu kurcaladığınız karakterleri sibirya'dan kurtaracak ve bitişin o iğrenç sakinliğini yaşayacaksınız. 41 oyun bitirdiniz, tebrikler.



Ya sonra? biraz bekleme, biraz kendi oyununuzu hazırlama, biraz diğerlerinin emeklerini değerlendirme.

4 comments: