Thursday, June 3, 2010

Bir Kitap Okudum 1 - Oğuz Atay/Bir Bilim Adamının Romanı

Bir ara başka yerde karalarken, yazdıklarımdan.
Seriye devam etme niyetindeyim
Kopyalayayım bari buraya..
Yayın tarihi: 30.08.2009

Bir de böyle bir seri olsun dedim. Hepimiz iyi kötü okuyoruz devamlı, okuduklarımızı seviyor veya can sıkıcı buluyoruz. Hem bir başvuru kaynağı gibi elimizin altında bulunsun, hem de x kitabı okudum süperdi abinin az ötesinde dolanalım dedim. Okumak konusunda kal geldiğinde de dürtükleriz belki birbirimizi.
Kaldı ki ben biyografilere, son zamanlarda özellikle, duyduğum obsesifliği sizlerden alacağım tavsiyelerle biraz savuşturabilirim belki.
Hadi Bismillah...

Adı: Bir Bilim Adamının Romanı
Yazar: Oğuz Atay
Kapağı nasıl:
Nerden alırım:http://www.pandora.com.tr/urun.aspx?id=1297
Kaça alırım: 13,73 TL
Türü: Biyografi
Neden bahseder: Mustafa İnan'dan
Kimdir Mustafa İnan: 1911 Adana doğumlu, 1967 Almanya ölümlü. Öğrenmeye, çözmeye ve öğretmeye adanan bir hayat. Teknik Üniversite'nin temelleri atılırken var olanlardan. İnşaat mühendisi. Tüm hayatını akademisyen olarak sürdürmüş. Fakiriz biz, şehrimde Oxford vardı da ben mi okumadım? sorusunu sormayan adam.
Seyyar posta memuru bir babanın çocuğu. Adana'da 4 yaşında damdan düşerken aklına gelir mi idi bir gün rektör olacağı, yurt dışına gidebileceği, profesör olabileceği?
Tamamı yatılı okullarda geçen bir öğrenim hayatı. Bozuk bir sağlık, çok sigara, hatırı sayılı alkol. Sorumluluk bilincini hiç kaybetmemiş bir insan. Mevkilerin güzelliğine aldanmama, bakanlık koltuğunu red ediş.
Sanatın her dalına merak, yaşam sanatına merak.

Kendi sözleri biraz fikir versin size:
Faydasız ve lüzumsuz bilgilerle kafayı yükleme konusu yersizdir. Birçoklarımız yalnız salim bir kafayla her şey hakkında fikir yürütülebileceğini zanneder. Halbuki bilgi eksikliği ekseriya yanlış sonuçlar verebilir.
Evet aklı selim lazım, fakat barut gibi de bilmek gerekli.

Çocuklarımıza durmadan tekrarlıyoruz: Muhakkak yabancı dil öğren! "Düşünmeyi öğren!" derseniz bir hakaret oluyor. Düşünmeyi öğrenmek de, herhalde yalnız düşünmenin kanunlarnı bilmek değildir. Belirli problemleri çözebilmek için elbette belirli bilgileri öğrenmek gereklidir; fakat bence önemli olan, asıl güçlük, problemleri kurmaktır. Çoğumuz problemleri yanlış kurduğumuz için, daha baştan çözümsüzlükle karşılaşırız.

Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi 'Kuvvet nedir?' diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre 'Kuvvet' para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar?

Matematiği bir takım uzun ve yorucu işlemlerden ibaret gördüğünüz için de bilim çekici gelmiyor size. Sayıların ve eski Yunanca harflerin gerisinde canlı ilişkiler olduğunu sezemezseniz, sayılarla hayatın arasındaki ilişkiyi göremezseniz, matematik ve dolayısıyla fizik çalışmanın tek amacı sınıf geçmek olur.


No comments:

Post a Comment