Thursday, June 3, 2010

Bir Kitap Okudum 3 - Cariye

Cariye

Doğan Kitapçılık

Mart 2007

Gül İrepoğlu

Aylardır okunmayı bekleyenler arasında durup duruyordu da elim gitmiyordu. Freko'nun ver ver ver postundan sonra, araya bir de kurbaa'nın post girince ele almak farz oldu kitabı.

Adı "Cariye"...

En merak edilen dünyanın kapılarını, bir aşkın seyrini, iç içe geçen öyküleri haremağasının, cariye'nin ve padişahın ağzından en merak edilen yerlerden biri anlatılıyor. Gül İrepoğlu bir sanat tarihi profesörü. Romanı okudukça zaten detaylarda bilgisinin kattıklarını gözlemliyorsunuz.

Aşkıdil, Cafer, Abdülhamid...

Bir aşk üçgeninin içerisinde, efşan sanatını da yer verilmiş. Aşkıdil'in terapisi...

Cafer çocukluğunda hadım edilenlerden değil. Ama küçüklüğünden beri, Abdülhamit'e yoldaş. Cafer nerede ise orta yaşa geldiğinde, Abdülhamit ancak tahta çıkar. Ve orta yaşta hadım edilir... Padişahın emir vermemesi, seçim yapmasını istemesi, daha bağlar Cafer'i padişahına.

Aşkıdil

"Haşmetlim, Devletlim,

Bu gece yeni bir cariye benim sevgili hünkarımın koynuna girmeye hazırlanacak, ben de vazifem gereği, -daha doğrusu beklenmedik şekilde bana tevdi edilen vazifem gereği, beni mahveden vazifem gereği- senin onu beenmen için elimden geleni yapacağım, leziz bir yemeği takdim etmeye hazırlanırcasına."

Cafer

"Aşkıdil'in Hünkara olan aşkını bilirim, ne kadar ümitsiz de hissetse kendini, aşktan vazgeçmeyecektir. ...... Ah, bir anlasa aslında aşık olduğunun, vazgeçemediğinin sadece aşkın kendisi olduğunu...."

Abdülhamit

"Nihayetsiz zamanlar boyunca bekledim kafesimde."

No comments:

Post a Comment